18 Ağustos 2019 Pazar

&



Eski filozofların zamanı dörttür. Altın çağ, gümüş çağ, tunç çağ, demir çağ. Gittikçe ucuzlayana, sönene, değerini yitirene doğru bir yolculuk bu.

Teoloji ise bunun tersini söyler. İlk peygamberden, son peygambere kadar gelişen tekamül süreci var. En son din em mükemmel hale gelmiş dindir.

Özlem, birincisinde altın çağadır.  Altın çağsa onlara göre mutlu ve gönlü doyurmuş altın bir kaynağadır. Her taraftan bal ve ışıl ışıl ırmaklar akmıştır.  Yitik Cennet orasıdır.

Bizde ise yitik cennet, asr- saadettir. Ne dağlardan süt ve bal akmıştır ne de zevk ü sefada bir zirve yaşanmıştır. İnsanlık, adaletle, derinlikle, sadelikle ve hakikatle buluşmuştur.

Bu da bize gösteriyor ki, ne Avrupa’da ne de bizde bir tekâmülden bahsedebiliriz. Tekâmülün zirveleri çünkü mazidedir.

Olsa olsa bir değişimdir, olup biten.



Y.T.