25 Haziran 2019 Salı
24 Haziran 2019 Pazartesi
GEMİLER
Batıcılık, şimdi dindarlara da yetişti. Batıcı
kavramlar birer birer hem biçimde hem muhtevada muhafazakâr kesme de sirayet
ediyor.
Bireysellik örneğin, artık dindarların en önemli
özelliği oldu. Din, bireysel alanda tezahür ediyor; dinin kamusal alana yayılmasını
onlar bile artık istemiyor.
Kapitalizm, hücrelerimize kadar yer etti. Sermaye ile
desteklenmeyen hiçbir değer, pek makbul olamıyor. C. F. Hölderlin iki yüz yıl
önce söylemişti ‘Çok zaman var ki bütün tanrısal şeyler kazanç için
kullanıldı’.
Sakallı Celal gibi konuşursak, cumhuriyetin ilk
dönemlerinde devlet ve kamu gemisi Batı yönüne doğru yola çıkmıştı. Gemidekiler
de Batı’ya doğru giden bu geminin koridorlarını Doğu’ya doğru adımlıyorlardı.
Şimdi ise devlet, geminin yönünü Doğu’ya çevirmeye gayret
ediyor ancak içindekiler bu kez de Doğu’ya doğru giden geminin içinde Batı’ya
doğru yürümeye çalışıyorlar.
Y. Türk
&
İstanbul Belediyesi başkanı seçimi yapıldı.
Seçimleri adaylardan biri kazandı.
Hayırlı olsun.
Ama maşeri vicdan diye bir şey vardı, bu unutuldu. Halkımız, bilirsiniz fetva veren kadıya kızmaz, ama yanlışları yüzünden aşağılananı da bağrına basar.
Seçimler iptal edilmemeliydi. Bu durum, halkta maşeri vicdan tepkisi oluşturdu.
İstanbul’da elli kere seçime gidilsin belediye başkanlığını bu şartlarda CHP adayı kazanır. Ama bunu bir rüzgâr bir kaldıraç olarak değerlendirip hükümet seçimlerine gitmek isteyen CHP de aynı halk tarafından dizginlenir. Biz seni İstanbul için seçtik Türkiye geneli için değil, denir.
Ak Parti, halâ ülkenin sigortası konumundadır, çünkü.
Halkımızın basireti, dünyanın diğer milletlerinkinden öndedir.
Bu seçimle gelen sonucu, keskin bir değişim göstergesi olarak okumak da yanlıştır.
İkincisi de şu: Millet, başkanlık sistemini kabul etti, ancak eski sistemi de kendine göre bir yolla başkanlık sistemi içinde eritti. Hani hükümeti, cumhurbaşkanlığı makamı frenliyordu. Şimdi de halk başkanlık sistemi dahilinde yeni bir frenleme durumu keşfetti.
Seçimleri adaylardan biri kazandı.
Hayırlı olsun.
Ama maşeri vicdan diye bir şey vardı, bu unutuldu. Halkımız, bilirsiniz fetva veren kadıya kızmaz, ama yanlışları yüzünden aşağılananı da bağrına basar.
Seçimler iptal edilmemeliydi. Bu durum, halkta maşeri vicdan tepkisi oluşturdu.
İstanbul’da elli kere seçime gidilsin belediye başkanlığını bu şartlarda CHP adayı kazanır. Ama bunu bir rüzgâr bir kaldıraç olarak değerlendirip hükümet seçimlerine gitmek isteyen CHP de aynı halk tarafından dizginlenir. Biz seni İstanbul için seçtik Türkiye geneli için değil, denir.
Ak Parti, halâ ülkenin sigortası konumundadır, çünkü.
Halkımızın basireti, dünyanın diğer milletlerinkinden öndedir.
Bu seçimle gelen sonucu, keskin bir değişim göstergesi olarak okumak da yanlıştır.
İkincisi de şu: Millet, başkanlık sistemini kabul etti, ancak eski sistemi de kendine göre bir yolla başkanlık sistemi içinde eritti. Hani hükümeti, cumhurbaşkanlığı makamı frenliyordu. Şimdi de halk başkanlık sistemi dahilinde yeni bir frenleme durumu keşfetti.
Y.Türk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)