Varlığım dünyaya baştan çağrılsa
Bebekliğimin ağzında ses reçeliyle
Kuşlar tünese cennetten firar gelen cemâlimin üstüne
Değişmez hiçbir şey bana
derim yine bana sahiplik gökten inse
Yaşam içimde doğal bir mantıkta aksa
Ne olur ki edindiğim ah ve vah’lar
Tanrı’nın gücüne doğru yürük gitse
Annem çocukluğumda gene bayram hali
Kaderim de şeker, ağzımda mecnun gibi sekse
Bu topraklar benim kucağım demiş, Bağdat bana yine dese
Gözlerimden ilk ergen bakışım ormanlarda yel uğuldarken dışarı çıksa
Varacağım yere gene erken gider sezgim, sonra bedenimi orada karşılarım
Allah’ı dağların en kuytu yerlerinde dinlemek isteyen bir duru suyum
Fıtratım hep temiz kalsın sabun koksun dilerim
Kalbinden vurulmuş bir ceylan nasılsa öyle bir dünya görüşü
yaşarım
Babam ethostur daim İmam-ı Azam gibi annemse pathos
Bilgelik kıl çadırdan kerpice kadardır, mekânın beton
kısmında yok
Hallac’ın zihnindeki tepeleri aşıp giden şeyi sonra kimsenin
akıl dağlarında göremedim
Gülümsemek kedere yine de yüzün en büyük elçisidir
Rızkım yazgının, emeğin kekik kokulu dağ yollarından gelir bilirim
Vakit bana defalarca ihtiyarlığı öğretse
Çağımın belini bükse, rüyalarımdakileri bile eskitse
Geçmişim, saçlara aklar olarak geri dönse
Yaşlansam annemin yüzü hayalime melekler âleminden bildiri halince inse
İçtiğim dağ kahvelerinin kokuları hâlâ o eski çanak ve kaplarda yatılı
Bu anılardaki ışığa doğru yürürken nura inanmış ayaklarım
Kuşlar ve çiçekler gene bana birlik etse
Zaman için söylenmiş ayetler şimdi bana uzak dağ başlarından gelen keklik bakışları
Sanki üzerime dökülen ikindi ışıkları
Alnımdaki çizgiler senelerdir tahiyyat oturuşunda
Bir göze artık canı gönülden bakamamak
Ne yazar bedenimden düşen ilk av silahı olsa
Ne değişir bedenim oksijeni doğadan hava olarak değil yine ders gibi almak istese
Ayaklarımın tüm dünya görüşü
Ölümde en evvel boşa çıkan organ olmak kederim bunu bir
bilebilse
Ona biyoloji ilminde bir koruyuculuk yok derinlere inse
Ne olur ki her şey başa dönüp dönüp geri gelse
Benim bütün ömrüm hatıram ki
Rabbim sen insanlara suret dağıtırken bir de onları geri toplarken ise