4 Ağustos 2016 Perşembe



Bir kimsenin mizacında itidal olmazsa hiçbir kimsenin sıhhatini istemez, diyen Nizami, şu aralar yürürlükte olan Batı’nın bozuk psikolojisine ne de ışık tutuyor.
Evet Batı dengesini kaybediyor belki de ölüyor. Bunu yaparken de madem ben ölüyorum, benden sonra da dünyada kimse yaşamasın diyor.

Bir zamanların şık, albenili ve her yerinden refah aktığı zannedilen hologramik mekanları Amerika ve Avrupa yaşlanıp ölüme yaklaşınca kötülük cadılarını ilke, sınır tanımadan İslam coğrafyasına gönderiyor.

Şimdiyse sadece Türkiye’yi hedef seçiyor.

Neden acaba? Onlar da anlıyorlar ki nasıl can ayaklardan çıkmaya başlarsa, İslam düzeninin yaşamına da ancak Türkiye’den başlayarak son verilebilir. Bu yüzden Türkiye’ye var güçleriyle, bütün hileleriyle saldırıyorlar. İslam medeniyetlerinin ikbalini bitirmek ya da onu kesintiye uğratmak adına  insanlık için tohum saçılan yer olan Türkiye’yi imha etmeye çalışıyorlar. Türkiye’nin ufak bir boşluğunu dahi değerlendirip bu uğraşılarını derinleştiriyorlar.


 Oysa Türkiye bizim ulu dergahımızdır. Bu dergahın bekçiliği için içimizde kum sayısınca çeri olma arzumuz vardır. Sırf bu sebepten Türkiye’yi, Mekke ve Medine savunmasının en önemli ve manidar kalesi olarak doğmuş sayarız. Din sevgisi, Muhammed (sav)’e meftunluk, özgürlük, bağımsızlık bizim en ulvi nasibimiz olmuştur. Bu kısmetlerin yakasını da öyle kolay bırakmayız. Ve çok tedbir edip diyoruz ki: Av zamanı kaplanı dağdan indiren, timsahı sudan çıkaran Allah, düşmanın nazarı ne kadar pusuda da olsa onu bir kasırgayla alıp götürüyor. 


Adem Kalan

31 Temmuz 2016 Pazar

AKILLAR



Bayrak aklı: Dalgalanmaktır.
Güzide halk aklı: Onu gönderde tutmaktır.
Kadim duygu aklı: Tek kalp tek ritimde atmaktır.
Ortak bilgi aklı: Aynı tarih anada karındaş olduğunu bilmektir.
Kardeşlik hakkı: Dostluğun hem his tarafını hem bilgisini kavramaktır.
Medeniyet aklı: Ayrıntıları bir bütünde mezcetmektir. Değerlerini nesnede, ilişkilerde gösterebilmektir.
Millet aklı: Tek cemal olmaktır.
Sormanın aklı: Söyleyin bana dünyanın en güzel cemali kimdir diye sualini eylemektir.
Cevabın hakkı: Muhammed’in (sav) cemalidir, demektir.
Türkü, Kürdü...
Sende  o cemal bende o cemal, 
Diyarbakır’da o cemal Edirne’de Maraş’ta o cemal, bunu bilmektir
Hakkın hakkı: Bu cemali bozma, dağıtma, Mehmedileri birbirinden ayırma diye duaya durmaktır.


Adem Kalan