Nimetler asıllarından koparılsa, manası bakımından
bulandırılsa bile küçük bir doğru murad ve irade tümlenmesi onu hakikatine
erdirebilir. Hayatın, tarihin, insanın anlamını anasından doğmuş gibi yapabilir.Yeter
ki yeryüzünde hayırlı işlerin yaraşacağı bir insan, bir toplum, bir
millet, levs ve ise karşı direnen bir
toplum olsun.
Ve Şems’ten esinlenerek söylersek, elde ne kalmışsa, ne
kadar bile azalmışsa, o şeyde ki kök ve temel bulunsun, onun manası hem gönül
hem idrakle görülebilir, çoğalabilir. Çünkü köklü olan, güzel ve haklı olan; insana
doğru gelmeye yaratılış icabı meyyaldir.
Yani aslında, insaniyetten geriye kalan, yani yok
olmakta direnen her ne ise, üstüne bir şey inşa edilecek olanda kesinlikte odur
diyen, Terry Eagleton gibi de düşünülmelidir, bu. Ve doğa gereği inşaya bu
kalandan, bu özden başlamalıdır.
Çünkü bu elde kalan son şeyin eti de kemiği de insanlığın miri malıdır. Külün içindeki son közdür, bu. Biraz zümrüdüankaya benzer. Ve insan, buradan ateş
alır. Kuvvetli de yaşarsa bunu, toplumsal bir mizaca ve kültüre dönüştürebilir.
15 Temmuz Direnişi, bu açıdan, Kura’n’da geçen bir ayetten
ilhamla söylersek, milletimizin su içeceği yeri gösterir.
Y.Türk