14 Eylül 2019 Cumartesi

&




Peygamber-i Ekber: En olgun peygamber. Mekânı: En dolgun mekan. Çağı: En olgun devir. Zirvedeki zaman. Öncesi; eksik, tamamlanması gereken. Sonrası her geçen gün kıymetçe nakıslaşan  ve bu nedenden dolayı da ismi: ahir zaman.



Y. T.

&



1.

Hümanistlerin, kalbî coşkunlukla araları hoş değildir. Ne de olsa ataları Platon’dur. Platon ise bir irfan adamından çok bir kültür adamıdır. Kültür, cezbeyi dışlar. Leyla ile Mecnun gibi coşkun aşk hikâyelerinin günümüzde psikopatik bir hal gibi gösterilmesinde kültür toplumu olma alışkanlığının payı var. Oysa ilahi coşkunluk erenlerde de olduğu gibi her daim olmuştur. Ve kültür değil bir irfan meselesidir.

2.

Modern yönetimler, kültüre neredeyse âşıklar. Çünkü kültür, daha kontrol edilebilir, yönetilebilir bir şey.  İnsanlığın maddi – manevi  tüm irfanî değerlerini kültür kavramı altında toplayabilme yanılgısı, kalabalıkları yönlendiren devlete ve sermayeye büyük güven sağlıyor. Kültür bakanı olur ama irfan bakanı olmaz.  Çünkü irfan bir proje bir ideoloji kapsamı içinde yürütülemez. Onu toplum doğal bir şekilde, kendiliğinden yaşatır.



Y. Türk

İdeolojik Tarihçilik



Süleyman Seyfi Öğün, Yenişafak Gazetesi, 9 Eylül 2019’da bence tarihî dokunuşlu bir yazı yazdı.

Tarihçiliğin başlangıç noktasını değiştirecek bir bakışla yazılan bir yazı bu.

Tarih, bir Avrupa ilmidir, Weber’e göre. Bu tezi çürütecek denli delilli ve açık bir metin, Öğün’ün ‘Folivora ve İnsan’ adlı tarih eleştirisi.

Diyor ki ‘Başta Heredot olmak üzere kadim tarihçilerin ne kadar tarihçi olmak sıfatını hak ettiği bulanık bir konudur. Ben onların daha çok birer hikaye anlatıcısı olduğunu düşünüyorum. Kendi sınıflamamda onların yeri coğrafyacılık, seyyahlık veya bir nev’i edebiyattır. Ama ‘ilk tarihçi kimdir?’ sorusuna verilecek cevap açıktır. İbn-i Haldun. Bu kadim parlak zekâ ilk defa, neden-sonuç bağlamında tarihsel hareketlerin, geçişlerin kapsamlı bir analizini yapmıştı.

Ve Heredot’da olaylar arasında sebep- sonuç ilişkisi ve bağlamlılık yoktur. Aslında milletler menkıbesidir, onun anlattıkları.

Yunan tarihinin dışındaki tarihleri de barbarlık tarihi olarak kodlamıştır.
Ve WeberTarih, bir Avrupa ilmidir’ derken ideolojileri, ideolojilere kaynak oluşturacak Heredot gibi tarihçileri referans kabul etmiştir. Ve Weber’in sözünü şu şekilde düzeltebiliriz: Aslında ideolojik tarihçilik, bir Avrupa ilmidir.

Heredot için Batı’nın ilk ideolojik tarihçisi denebilir.

İlb-i Haldun’da ideoloji yoktur. Saf tarihçilik yani sosyoloji vardır.


Yeprem Türk

13 Eylül 2019 Cuma

J. C. F. Hölderlin ve Niçe


J. C. F. Hölderlin’in modern Alman felsefesine katkısı büyük. Niçe bu şairi çok severdi. Niçe’nin ‘Tanrı öldü ‘ fikri bu şairden bir alıntı gibi. Çünkü Hölderlin, birçok şiirinde insanların artık Tanrı’ya eskisi kadar değer vermediklerini, onun şemsiyesi ve ışığı altından uzaklaştıklarını  anlatmak istemiştir.  Gerçi Niçe ‘Tanrı öldü’ fikrini Hölderlin gibi dertlenerek söylememiştir. O, şairdeki bu gizli fikri nihilizmine meşrutiyet kazandırmak için dillendirmiştir.

Niçe’nin ‘üst insan ‘ deyişi de bir Hölderlin armağanı neredeyse. Hatta bu anlayışı modern Alman düşüncesine şairin kattığı bile söylenebilir. Şairin

‘Ah! Pazar yerinde geçerli olanı sever kalabalık.
Kölelerse ancak zorbaları sayarlar;
Yalnız tanrımsı olanlar
İnanırlar tanrılara’


Şairin şiirle aradığı kişilik, tanrı ile insan arasında gezen bir insan nevidir. Masumanedir. İyi, gökçe, meleksi bir türdür. Gerçi Alman felsefeci ve Germanist Egon Friedell üst insan terimi için Yunan sofizminin geldiği en son noktadır, der. Hölderlin ise neredeyse tüm eski Yunan mitolojilerini ve felsefecilerini destanlaştırmıştır. Hölderlin aslında Almanya için eski Yunan birikiminin türküleyicisidir. Yunan sofizminin en yetenekli temsilcisidir. Üst insan deyişini safiyane imgelerle birçok şiirinde tebarüz ettirmiştir.   Bu imge akabinde  Niçe ile kavrama dönüştü: Üst insan (Übermench). Üstün insan algısı ise Niçe ve sonra gelen Alman felsefecileri tarafından üstün ırka akabinde de Alman milliyetçiliğine kadar vardı.



Yeprem Türk

KÜLTÜR - İRFAN


Alman felsefeci ve Germanist Egon Friedell üst insan terimi için Yunan sofizminin geldiği en son noktadır, der.

Ve Yunan sofizmi natüralizmle büyür, gelişir. Natüralizm ile yol kat eden Yunan sofizminin geldiği insan tipi: Üst İnsan’dır.

Bu insan tipinin yaşadığı cemiyete ise yine Yunan natüralizminin son meyvesi olan kültür hakimdir.

Kültür, doğacı bünyesinden dolayı ebedi hayatı dışlar.

Diğer yandan kültür, klasizm ile iç içedir. Klasizmse natüralizmle. Klasizmde aristokrat bir üstünlük vardır. Klasik, kadim değildir. Kadimi dışlar. Kadim olan şey irfana dahildir. Klasik: Üst şey. Üst insan. Üstün cemaat. İşte size engince yapılan bir faşizm.

Natüralizm, üstün insan ve kültür; ön plan halkının ön plan uygarlığının sonuçlarıdır.

Bizim medeniyetimizin insanları hem ön plan hem arka plan milletidir.
Bu, dünya ile ahiret arasında bir çizgide yaşayan insanların var oluş biçimidir.

Yaşam, amel, sanat hem dünya hem ahret içindir. Bu duyuştaki bir milletin yaşadığı cemiyete ise irfan hâkimdir.

Kültür, üst insan anlayışıyla birlikte harmanlanırken; irfan, insan- ı kamil ile nefes alır. 


Yeprem Türk

TEMİZE ÇEKİLENLER...


6 Eylül 2019 tarihli Yenişafak Gazetesi’nde Tamer Korkmaz’ın yazısını okudum. Eski Amerikan başkanlarının ve Trump’ın ahlâk dışı yaşamlarını ayrıntılarıyla anlatmış, Korkmaz. Amerika’ya başkanlık yapmış olan kişiler neredeyse bir taciz ve tecavüz geçidi yapmışlar.

Gerçi bu tutum onların sadece siyasetçilerinde yok. Felsefecilerinde ve şairlerinde de var. A. Rimbaud, Valery, Oscar Wilde… hepsinde dönem dönem sapkınlıklar var.

Biliyorsunuz Niçe de bir yosma ile girdiği ilişkiden dolayı frengi hastalığına yakalandı.

Trump gizli yaşamını CIA yardımıyla, Rimbaud ve Valery sanatıyla, Niçe de felsefesiyle örttü.

Gerçi bu tutum Avrupa için yeni bir durum değil. Onların beslendikleri kaynaklar da öyle.

Örneğin Egon Friedell, Antik Yunan’ın Kültür Tarihi adlı eserinde o dönem Yunan felsefecileri arasında oğlancılığın bayağı yaygın olduğunu söyler. Ve ekler ‘Yunan tarihin hangi sayfasına bakarsanız bakın, oğlancılıkla karşılarsınız. Ünlülerin tamamı oğlancıydı: Lykurgos, Solon, Themistokles, Epameinondas, Aiskhylos, Sophokles, Platon, Aristoteles…’

Antik Yunan düşüncesi hatırına hepsi temize çekildiler ve idealize edildiler.


Yeprem Türk