7 Mart 2015 Cumartesi

Fayrap Dergisi Mart 2015 Sayısı Çıkmış

Hakan Arslanbenzer'in  “Kültürümüzün çatışan iki kutbu: Vahdet-i Vücud ve Daire-i Adliyye” başlıklı makalesiyle ve İtibar dergisinde yayımlanan İhsan Fazlıoğlu'nun  metni karşılıklı değerlendirilmeyi hak ediyor. Aslında iki yazıda da bir kurma işi var. Metafizik mesela yeni, modern dilde yeniden fark ediliyor, Fazlıoğlu'nun metninde. Arslanbenzer, siyasi tarafından yaklaşıyor aynı meseleye. Metafizik algı dumura uğrar ama  metafizik eskimez yani. İki metinde de insan; kültür, kişilik, devlete durma biçimiyle irdelenmeye çalışılıyor. Sonra bu metinlere etraflıca değinmek lazım aslında.


Salih Can

Lirizm Neyin Fedaisi



Lirik şiiri önceleyen dergilere bakıyorum da lirizm denilen şeye yazık ediliyor. Lirizmin ben bugün aklı başında olduğunu düşünmüyorum. Nasıl bir sarsıntı geçirir de kendisine gelir lirizm, kestiremiyorum da. Günümüzün lirizmini ve kapitalizmini ve hazcılığını  çoğu yerde kol kola görüyorum. Sanki aynı soydan gibiler şeklinde poz veriyorlar. İnsanı ayakta tutmak gibi amaçları yok, bunu kesinlikle seziyorum. Lirizm çünkü aslen bir fedaidir. Gerçek aşkın ya da fikrin mesela. Şehvetin, cinnetin, şiddetin de. Bu da madalyonun öbür yüzüdür. Lirizmin en güzel yaptığı şey budur: Fedailik. Kendini çoğu kere düşünür veya düşünmez feda eder lirizm. Bizim geleneksel lirizm her şeyden evvel imanın,  hakikatin fedaisi vaziyetinde görünür. Çünkü mekan sahibi kimdir, bu, lirizm için oldukça önemlidir. Mekan, sahibiyle mukayyettir. Ve bu mekanın aklını mantığını güder, lirizm. Bugün mekan sahibi nedir? Lirizm denen şey, çağımızda bunu düşünmüyor bile. Kimin fedaisi akletmiyor? Eline keskin bir kılıç verdiğinizde lirizmin, kesinlikle kesiyor lirizm. Ama işte kimin adına bunu yapıyor. Hazzın mı, hususiyeti ve akidesi olmayan bir zevkin mi, nefsi emmarenin mi, şiddetin mi?  Yoksa niye bu kadar, insanın ruhuna bir cıvıklık bir  laletaynlık verir ki, lirizm. Cidden düşünmeyi çok hak ediyor.

 
Adem Kalan

Asgari Metafizik Bilgisi




İhsan Fazlıoğlu’nun İtibar sayı 42’deki akademik metni, okunması gereken ilginç bir metin. Orada asgari metafizik denen bir kavram var. Yani yüksek metafizik bilgisinin tersi. Her insanın mutlaka kafa ya da gönül cebinde bulundurması gereken en az metafizik bilgisi anlamına gelir. Köken bilgisi için şart koşulur, bu bilme. Geçinmek için asgari ücret gibi bir şey yani. Bunu bilemeyen toplum, kişi; felsefe bilemez, konuşamaz, anlaşamaz, yaşayamaz. Kısaca insan varlığını sürdüremez. Bu tür hayati şeyler vurgulanır yazıda. Yine de anlamadıysanız bunlarla kast edilen şudur. Kuruluş dergisi 8. Sayıdan alıntı yapıyorum. Halkçası, insan yüzde elli ahiret yüzde elli dünyadır. Aslında bu bir dengedir de.


Adem Kalan