21 Ocak 2018 Pazar

&



Yaş 40, insanın girdiği ulu bir mekandır. Hakiki vakti,  gerçek çağıdır.
Hava berraktır,  zihin nettir. Açık seçik bilme artmış, değer kazanmıştır. Hatta sırf bu yüzden ebediyet çıplaktır.

Çünkü gençlik denen arabesk iklim bitmiştir. Sevmenin, Tanrı’ya inanmanın, şiirin ve bilimin arabeski kesilmiştir.  İnsan, ulu yalvarış, rıza ve anlayış ve serinkanlılıkla donanmıştır.
Başkalarının ayıpları dışındaki çoğu bilginin perdesi kaldırılmıştır.
Ve bilgi, insanda bir elma doğallığında büyümeye başlamıştır.

Bilgi, kırk yaşına basan insana yeni bir bünye yeni bir vücutla gelir. Küçük ve önemsiz bir nesneden, yıldızlara değgin anlamlar çıkar.
İçine girip tatlandığın bahçedir, bu yaş.
Korkarak öğrenme yaşı bitmiştir. Bilginin çıkınını cesurca açar, kırklı yaşın görmüş geçirmiş eli.

Etimizi sayabiliriz artık hiç çekinmeden: Mezar Yemişi.


Y.Türk

SADECE


Neo-epik Şiir Akımının Şeyhi Hakan Arslanbenzer'e



 Nasıl söyleyeyim
Şiirde suya değince
Alev gibi sönüldüğünü
Şiirin, eşsiz sanatın
Artık sadece ve sadece
Yetimi sevindirdiğini

Ağaç olsa insan
İçine çağırır mı
Dalını budağını
Doğraya doğraya
Özüne ineni
Bendeki beni bitirip de
Toprağıma hakikati getirmeyeni

Böyle durumlarda
İstiyor insan
Allah’ım kalbime elinle değip
Demeni:
Güç yetiremedin
Dağlar ile kuşlar ile ismimi...
Olsun
Kainatın şefi değilsin ki


Yeprem Türk