‘…Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.’ (Maide Suresi, 42)
Niçe gibi dersek, önce Tanrı’yı öldürdüler. Şimdi de insanlığa onun armağanı olan kavram ve kelimeleri öldürüyorlar.
Dün Tanrı’yı öldüren Avrupa muktesabatını haiz kavimler, bugün de onun büyük insanlık düzeni için elzem olan evrensel terimleri ve değerleri bir bir bozuyorlar.
Nasıl mı?
Haziran ayı başında Danimarka Parlamentosu, dine ve inanca küfür ve hakaret yasasını oy çokluğuyla kaldırdı. Artık herkes istediği gibi her din ve inanca arzuladığı nispette hakaret ve küfür edebilecektir. Bu, tastamam özgürlüğün ölümü demektir.
Toplamda 18 Avrupa ülkesi, yakın bir zamanda eşcinsel evliliği yasal hale getirdi. Ve bu, en azından fikir olarak bile olsa cinsiyetin mağlubiyetine gidecek yolu zorluyor. Aynı durum akabinde, cemiyet ve ailenin yok olmasını beraberinde getirecektir.
Bizde ise Avrupa havzasının devamı olarak CHP, geçmişte sulandırdığı devlet, kültür, sanat gibi birçok kavramın yanına şimdi adalet kelimesini ekliyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün yapmış olduğu adalet yürüyüşü, aynen yukarıda saymış olduğum şeylerin kabilinden olmanın yanında adalete yüklenen kadim, asli ve gerçek manayı öldürme gayreti taşıyor. Ve medeniyet, siyaset ve kültür topraklarımızda, her anlamda bir ilk olarak yer tutuyor.
Sözüm meclisten dışarı, bu gidişat namussuzlara namusu; hırsıza, adaleti savunma hakkı ve yüzsüzlüğü veriyor.
Oysa, terör şirketleri ve örgütleriyle iltisaklı yapıların sözde adalet araması adaletin ölümü anlamına geliyor.
İlle bir yürüyüş yapılacaksa adalet anlayışının kirletilmesine karşı onun gerçek manada ihya edilmesi için yürümeliyiz. Yürüyüş kavramının ve adaletin manasının böylece yerine oturtulacağına inanıyorum. Çünkü onlar tersinden yürüyor, biz doğrusunu yürüyelim, derim. Bu dertte olanların bu fikri düşünmesini isterim. Bu amacı idrak için ortaya çıkacak bir kafilede ben Yeprem Türk, bir nefer olarak yerimi alırım.
Yeprem Türk