27 Eylül 2015 Pazar

Yok muymuş?


Yıkılırsa idrakin çatısı neneciğim
Bağırırmış sanırım gelenek
Zaloğlu Rüstem haliyle :
'O çatı altında bizden bir direk yok muymuş'


Yeprem Türk

TEMELLER VE NEFRETLER

Önceleri çok sevilen Türkiye şimdi niye sevilmez? Birçok dünya liderinin doksan yıllık cumhuriyet boyunca muhabbet duydukları bir ülkeye artık kin duymaya başlamaları acaba neden? Dün aramızda varlıklarını tastamam bu muhabbete borçlu olanların bugün bu dayanaklarını kaybettikçe Türkiye düşmanlığına varan bir üslup kazanmalarındaki asli sebep nedir? Kuşkusuz tüm bu soruların cevapları vardır, olmalıdır. Ve bunlar önemlidir. Ancak daha mühimi ilk iki soruya soğukkanlı bir yanıt gelirken son soruya verilecek cevabın son yüzyılın bu topraklara bıraktığı trajediyle içli dışlı olmasıdır. 

Söylemeliyim, Türkiye önceleri çok şeye gebeydi. On yıl öncesine kadar da bu özelliğini sürdürüyordu. Yani Türkiye iki binli yıllara kadar hem sömürgeci liderler hem de onların yerli işbirlikçileri açısından imkanlar ve mümkünler ülkesi olmaya açık bir ülkeydi. Üstünde bürokratik şekilde de olsa bu toprakların bin küsur yıldır güttüğü ülküye karşı birçok farklı amacı bünyesinde barındırabiliyordu. Türkiye’nin doğduğu rahimle daha fazlaca oynansaydı sömürge tezgahındaki bu ülkeden birçok malzeme çıkabilirdi. Vesayet, kavmiyetçilik, sekülerizm vs. Yani bu ülke aslan da doğurabilirdi onlar açısından sansar, tilki de.  Son on yıllık zaman dilimi Türkiye’yi sadece birine kapı aralayan bir rahim haline getirdi. Bunun sonucunda da bazılarının istediği  tercihlerin doğmasının mümkünü bitti. Türkiye’ye karşı gelişen yabani kin ve sevgisizlik bununla alakalı olmalıdır.

Son sorunun cevabına gelirsek:    Eski Türkiye’yi eleştirenler önceleri tek başlık altında cumhuriyet eleştirmenleri şeklinde ele alınırlarken şimdi onlar ikiye ayrıldı. Birincisi, yok etmek için eleştirenler İkincisi de ihya etmek için eleştirenler. Cumhuriyet eleştirisi altında bir araya gelenlerin bugün birbirlerine karşı da mücadele vermek durumunda kalmaları bundandır. Ve bu amaç farkıyla ki cumhuriyet eleştirmenlerinden bir kısmı eleştirilerini safi bir halde sırf Türkiye ve ülke halkına yöneltenlerin safında kaldı. Bu durum gerçekten cumhuriyeti yok etmek isteyencilerin daha başka açık hedeflerinin ortaya çıkmasını sağladı. Doğrusu bu eleştiri, onları bir yere de götürmedi. Dış güçlerin mihrakları ve maşaları durumuna soktu. Yani onlar, Türkiye dışına itilmekle ve milletin ötesine düşmekle kalakaldılar.

Velhasıl Türkiye’nin son yılı temeller savaşıyla geçti. Ve Türkiye yerli bir köke yaslanmayı seçti. Ve bu minvalde devletler nezdinde nefretler gelişti, birçok ideoloji nazarında ise yollar Türkiye ile ayrıldı.

Adem Kalan