Emek ürünü bir nüsha - yıllık oldu, bu sayı.
Kapak: Selçuklu renginde.
Matbaaya verildi.
Üç gün sonra dağıtılacaktır.
Yıllık hazırlamak, bayağı masraflı bir iş. Zaman da istiyor. Edebiyat dergilerini elimden geldiği kadar takip ettim. İyi şiir az yazıldı bu sene. Zaten kaliteli şiir, konuşuluyor ve duyuluyor. Bu dedikodu da size yardım ediyor.
Ama
her fısıltıya ya da şiir kavgasına da inanmamanız gerekiyor. Yirmi kötü şiir
yazıp da bir iyi şiir yazan şairin de açıkçası iyi şiirde istikrar göstermesini
bekliyorum ve yoksa şiirini yıllığa almıyorum.
Para,
sermaye ve kulüpler ile yürütülmeye başlandı epeydir edebiyat işleri.
Zenginlerin ve iktidarın şemsiyesi altına girdi, şiir ve fikir. Ayrık yerlerde
kendi başına var olan dergilere de şiir dünyasına da nefes aldırmıyor,
buralarda çıkan yazın. Sermaye ve iktidar kendi düşünce ve damak zevkine göre
şairler çıkarmaya çalıştı. Bir dizesi dahi olmayanlar, yüksek şair mertebesine
eriştirildi, basının ve paranın olanaklarıyla. Ama hepsi boşa çıktı. Emeklere
yazık oldu. Kötü bir şaire iyi demekle yalan söylenmiş oldu. Enkaza bina
demekle okuyucular yanıltıldı.
Kuruluş
dergisi 7. Yılına giriyor, bu sayıyla. Sessiz sedasız yazılıp, kitap
dükkânlarına bırakıldı. Ama asıl etkisini blog üzerinden
gösterdi. Az kişiye ulaşıldı belki ama hakiki okuyuculara varıldı denebilir.
Arkamızda
hiçbir sermaye grubu yok. İktidar yok. Yalnız ve ama samimi bir dergi, Kuruluş.
Gelecekteki gençlere, zenginlerin kanatları altına girmeden de doğrular
söylenmeli, bir yolu bulunup o hakikat yazıya dönüştürülmeli, demek istedim, bu
tavrımla. Onları cesarete özendirmek istedim. Allah insanı yalnız koymaz, demek
istedim. Boş verin sermaye sahiplerini. Çoğunun arkasından görünmeyen bin bir
suratlı el var. O el sizi yönlendirmek, gerekirse sizi inancınızın,
tarihinizin, varlık amacınızın tersine yüzdürmek isteyecektir. Sizi bir proje
yapacaktır.
***
Fayrap dergisi,
yayımlanmıyor.
Birnokta,
yolculuğunu sürdürüyor. Dergi 19. yılında. Şair Mürsel Sönmez’in
yönetmenliğinde. Değişik bir estetik zevke sahip, dergi. Bu yönüyle şiir
anlayışı da farklı. Nuri Pakdil yazınının ve İlhami Çiçek şiirinin yenilenmiş
bir versiyonu gibi. Kapalı, derin, ilginç, ayrıksı.
Hece,
doksan ve ikibin kuşağının öne çıktığı bir dergi. Hakan Şarkdemir, Hayriye
Ünal…
Kitaplık,
seksenlerin şairleriyle ve estetik algısıyla içli dışlı daha çok.
Varlık’ın
nefesi doksanlarda kesildi. Doksanlarda şiir ve eleştiri birikimi sağcı
dergilere kaydı. Şimdi ise Varlık, şiirden ziyade dosya konularıyla öne çıkıyor.
Natama, doksan
kuşağının ve yeni biçimcilerin yer aldığı bir dergi. Eskilerden Heves’e benziyor
biraz.
Dergâh, gelenekselliğini
sürdürüyor. Ama doksan kuşağının hececileriyle ulaştığı zindelikten şimdi
fersah fersah uzakta.
Olağan
Şiir, gençleri dosya yapmaya devam ediyor.
İtibar dergisi
kendisini kapatmış.
Bu
senenin iki güzide olayı: Yücel Kayıran’ın Amentüsü ve Süleyman Çobanoğlu’nun
Tamgalar’ı yayımlaması. Biz Müslümanlar önceden amentülere
heyecanlanırdık. Bu amentü ister dünyanın başka yerinden gelsin ister
Türkiye’den.
***
Kuruluş
şiiri, medeniyet (devlet) şiiridir. İnsanın şiiridir, hükmüyle
tasviriyle. Solda felsefî şiir öne geçti. Yücel Kayıran bir hareketlilik
sağladı, solda.
Yeni
kuşakta Hece şiiri hızını kesti. Artık hecede İbrahim Tenekeci ve Süleyman
Çobanoğlu taklit ediliyor.
Neo-epik
şiir, Fayrap çıkmayınca ülkücü şiire dönüştü gibi.
Biçimci
şiir, Ömer Şişman’da kaldı. Bu şiirin sonrası gelmedi.
İroni
ve deformasyon şiiri ise Murat Menteş ve Ah Muhsin Ünlü seviyesinde seyrediyor.