1 Aralık 2013 Pazar

DEĞİNİ




Dergah dergisinin son sayısında, 285, Zeynep Arkan’a ait Muhalif Modernistin Çöküşü Enteresandır, adlı bir şiir var. Bir de Atakan Yavuz’un İmge Hakikatin Lekesidir adlı bir metni. İkisi de, biri şiir diğeri nesir olmasına rağmen bazı yönlerden kesişiyor. Eski düşünme alışkanlıklarına sahiptir öncelikle iki metin de. Zeynep Arkan’ın şiiri, şiirdeki bir tükenişi haber verirken Atakan Yavuz’un metni de eleştiri bazında bir bakıma aynı şeyi yapıyor. 
Neyi?
Zeynep Arkan neo-epik şiir yazmış. Bağırmış, çağırmış üstelik. Sürdürülebilir bir lüks nereye kadar yol üstünde melek bulup eve götüren gibi dizelerle bir zamanlar Heves dergisinde şiir yayımlayan ve şu an adını dahi hatırlayamadığımız çocukların söz kurma kumaşını hatıra getiriyor. Kendi çapları kendileriyle sınırla olan ergenlik şikayetleri sayılır bunlar, şiirden ziyade. Çünkü artık neyine göre konuştuğunun pek önemi yok, neye göre konuştuğun daha önemli.
Bir de tabi neo-epik şiirde iki ufuk vardı. Bunlar dillendirildi.Biri M.D.dir. Öbürü Kuruluş dergisinde yazıyor.  Onlardan daha önemli, daha hayati bir şeyler söyleyemez artık neo-epik şiir. Veya günümüz şiiri.  İkinci Yeni şiirinden sonra ortaya çıkan tek akım olan neo-epik şiir buraya kadar yani. Bunlar, Ocak,2014, Kuruluş, sayı 1’de.
Bu arada Tayyip Erdoğan’ı unutmamak gerekir. Şairlerin yapamadığını o yaptı.  AK Parti'den sonra bu ülkede birçok şey değişti. Ve bu değişiklik algıda, yaşamda ve şiirde farklılaşmaya yol açtı. Bir şey daha söylesem belki inanmazsınız. Son yıllarda bizde, önceki şiiri sonraki şairler ortadan kaldırmıyor. Bunu şairler yerine siyasetçiler yapıyor. Mesela son olanlardan sonra, sorayım size. Bir zamanlar Kürtçülük üzerinden şiir yazan Bejan Matur, Selim Temo gibi isimler neredeler? Kürtçülük bitirildi ve bu şairler ekarte edildiler.  Ama bu sadece bu isimlerle sınırlı değil.
Neyse.
Atakan Yavuz’un metnine gelirsek, İmge Hakikatin Lekesidir güzel bir metin. Öğretici de. İmge konusunda güzel bir yere parmak basmış. Ancak metinde geçen insanları avm’lere, yaşlıları hastanelere, hastaları kliniğe kapatan çağın bu tür işlerine Yavuz ‘büyük kapatılma’ şeklinde adlandırmış. Doğrudur. Ama ‘büyük kapatılma’ ibaresi mesela Türkçe kelimelerle yazılmış olmasına rağmen ruh olarak Türkçe bir tamlama değildir. Buna benzer birçok deyiş var Yavuz’un yazısında. Sanırım şimdilik, yapılan son Tanpınarlıklardır bunlar. Ne diyelim. Bitmesini dileyelim.



Yeprem TÜRK