Son kitabınızda referanslar daha çok Yunus bağlamında olmuş.
Birçok modern şairimiz örneğin Ali Şeriati’yi falan şiirlerinde kullanırken siz
bunlardan kaçınıyorsunuz.
Bence, şiirimin yapısından kaynaklanan bir
şey bu. Refere kaynaklarım Yunus oluyor, Mevlana hatta İbn-i Arabi oluyor ama
Ali Şeriati şiirimin aklına pek gelmiyor. Baktım Aliya İzzetbegoviç bile
geçmemiş şiirlerimde.
Doğu ve Batı arasında
İslam ve İslam Deklarasyonu ve İslami
Yeniden Doğuş’un Sorunları’gibi önemli kitapların yazarı Aliya
İzzetbegoviç’in gelenek ve tarihi bir
zindan olarak görmesi ilginç. Ali Şeriati de aslında tarih için böyle
düşünür. Batı’da yetişip sonra
ülkelerine dönen İslam alim ve liderlerin çoğunda aynı düşünce hakim. Oysa bir
milleti ve medeniyeti ayakta tutan sütunlardan biri de tarihtir. Gelenektir.
Mevlana ve Iraki’de de benzer temalar aynı fonda işlenmiştir. Örneğin onlar da bir yerde tarihi, coğrafyayı ve insanın
kendisini insana zindan şeklinde kodlamışlardır. Ancak bu bir Seyr i Süluk
tecrübesidir.
Millet yolunda gelenek, göz açan, yerini
bulman için geriden ışık olarak yanan bir şeydir.
Sanırım İslam aleminin modern alimlerine olan güveni daha tam yerine oturmadı. Onlar, gelenekle tam olarak sınanmadılar. Yani onların
söylediklerinin sağlamaları yapılmadı. Onları şiirimde kullanmamışsam biraz da
bundandır.