Bazı
yazarlarda boynuz kulağı geçiyor. Yani yazdığı eserler hem toplam hem de etki
bakımından sahibini geride bırakıyor. Bu
bir yönden iyi bir yönden de tehlikeli. Çünkü yazardan öte olan şeyler öncelikle kişide beliren ruhun macerasını unutturuyor. Diğeri de, kendini daha çok eserlerle belli edecekken
bunu eksik yapmış oluyor. Yazının
dünya tarihi böyledir. Kimi kişilikte zirve kimi eserde. Nuri Pakdil,
birincisine örnektir. Varoluş tarzı,
duruşu, hatta simasıyla yaşadığı topluma verdiği insanlık katkısı yazdığı
eserlerden fersah fersah öndedir, Pakdil’in. Öncelikle bir derviştir, Pakdil.
Bu açıdan Horasan temelli bir yol tutuşa sahiptir. Nezaketiyle, saygısıyla,
nefse ve kapitalizme direnişiyle bu ekoldendir. Batılılaşmadan ve uygarlaşmadan
medenileşmek diye sanırım buna denir. Bu
geleneği kendi üstünde gösterenlerden, parlatanlardan. Modern çağın
pastorallaştıramadığı, dünyada sayılı kişilerdendir. Damarlarına, Selahaddin
Eyyubi gibi durmadan Kudüs, Mekke, Medine kanı pompalayan bir düşünürün
figürleşmesi düşünülemez bir şeydir zaten. Üstelik hiçbir kitap telif
etmeseydi bile Nuri Pakdil, bugünkü görüntüsünden bir şey de kaybetmeyecekti.
Çünkü eserden önce bir tavra sahiptir Nuri
Pakdil. Eser, evvelde kendisidir. Aynı zamanda bu, modern çağın dışında bir
sanatçı algısıdır. Çağın teknik ve zihniyetiyle yapılan Pakdil eleştirileri
mesela Pakdil’i anlamaya yetmiyor. Sanatçıyım diyen birine, madem sanatçısın
kaç kaset çıkardın şeklinde yaklaşan salaş eleştirel tutumun görüş alanı ne kadar
açıktır? Bu aslında bellidir.
Borges okumuşsanız bilirsiniz. Borges, Yedi
Gece adlı eserinin bir yerinde Pythagoras isminden bahseder. Ve bu adam
ardından tek bir satır bırakmamıştır. Kendini belli bir metne bağlamak istemez.
Düşüncelerinin ve duruşunun ölümünden sonra da tilmizlerinin zihinlerinde dal
budak salmasını umut eder. Aslında Nuri Pakdil, kişilik olarak, Horasan
damarına sırt vermiş, biraz da böylesi bir kişilik demektir.
Not : Bana bu yazıyı Üstat'ın (Hakan Arslanbenzer) Önemli Olan üzerine yazdığı metinde geçen ketumluk ve gevezelik mevzuu ilham etti. Üstat bana Mersin'i gösteriyor. Ama ben tersine.
Yeprem Türk