17 Haziran 2014 Salı

HORASAN, MEDENİLEŞME



İslamcılık bitmeli. Türkiye’nin geleceği için bu elzemdir.  İslamcıların, bizim Horasan merkezli tasavvufi yapılanmaya mesafeleri bilinir. Öyle geliyor ki İslamcılık akımı, bu kaynağa karşı bir çıkıştır. Çünkü İslamcılığı var eden şartlar, yol olarak bizi yüzyıllardır ayakta tutan Horasan tasavvufi geleneği es geçti. Oysa insanımızın medeni ilişkileri bu yapılar aracılığıyla oya gibi işleniyordu.  Avrupalılaşmadan ya da uygarlaşmadan medenileşiliyordu, bu topraklarda. Ve siyasallaşma çabaları da aslında bu tür mekanların sıfırdır. Aslolan insandır. Şu an siyasallaşanlar bu temeli kaybedenlerdir. Yüzyılların birikimini, bir çırpıda değişik menfaatler uğruna harcayanlardır.  İslamcılık bu boşluğu fırsat bildi ve gençlerin enerjilerini; nefis terbiyesi, hak ve hukuk gibi kavramları onlara öğretmeden şiddetle sömürdü. Onları ne olduğu bellisiz olan savaşın, çatışmaların içine sürdü.  Ve İslamcılık, bu sömürüye devam ediyor. Horasan geleneğinin ördüğü medeni çizgi, İslamcılık adı altında kırılıp insanımıza şiddet işaret edildi. İnsanları birbirine bağlayan ipleri dokuyan bu yapılanmalar yenilenerek yoluna devam etmeli. 

Medeniyet üreten bu yerler, İslamcılığa feda edilmemeli. Çünkü İslamcılığın ‘şiddet kullanmak’dışında oturmuş bir metodu yoktur. Derinlik sıfırdır İslamcılıkta ve hırs ise kuvvetli. Hırs yakıp yıkıcıdır. İslamcılığın gittiği yollara bakılırsa, İslamcılık hiç de İslami değil gibi duruyor. 

y.t.