13 Haziran 2014 Cuma

M.M.



Ne zaman İslam Medeniyeti ya da Türk İslam Medeniyeti kavramları kullanılmış, orada yaşayan bir medeniyet olmamıştır. Çünkü bu isimler, farklı versiyonların bir toplamını anlatır. Mesela Türk İslam medeniyeti, genel bir toplamı kavramsallaştırmaya yarar. Selçuklu, Osmanlı gibi medeniyetlerin iki sözcükle ifadesidir.  Sadece geçmişi kapsamaz, geleceği de uhdesine alır. Bir Hristiyan medeniyeti olmamışsa Türk İslam medeniyeti de olmaz.  Ama Hristiyan uygarlıkları denilince Amerika ve Avrupa uygarlıkları akla gelir. Bu bapta Türk İslam medeniyetleri tamlamasını kullanmak daha doğrudur. Ha şunu da belirtelim, uygarlık ve medeniyet aynı şey değildir. Arada farklar vardır. Lütfi Bergen’in yazdığı blogtaki mottoyu görünce sevindim. Şehir ve kent aynı şey değildir, diyor Lütfi Bergen. Kuruluş dergisinin ilk sayısında medeniyet ve uygarlığın aynı olmadığını vurguladık. Hatta imge ile metafizik ayrımı, dünyayı, Tanrı’yı, sanatı algılama farkını da verir, bize.  Medeniyet ile Uygarlık kelimelerini aynı değerde görmemiz, Batı işgalini kanıksadığımız anlamına gelir. Hakikaten onlar şu an medeniyeti var etmişlerse zaten bizim bir medeniyet kurmaya  ihtiyacımız yok demektir.  Bu da düşünülmesi gereken ayrı bir konudur.
Sonuçta, medeniyet farklı zamanların şubeleri şeklinde devam eder.  Ama temelde tarihi bir özete, karaktere, edaya ihtiyaç duyar. Bilginin, sanatın, kendine güvenin, iyimserliğin bir havuzda toplanmasını daha saymıyorum. Ortadoğu’nun bu şubelerden bir şube vermesi zor bugün.  Asayiş berkemal bile değil, orada. Buzlar üzerine daha soğuk sular dökülüyor. Her şey daha da katılaşıyor. Karşılıklı çatışmalar, intikamı körüklüyor.  İnsanın sabahtan akşama çıkmasının bile mucizeler gerektirdiği bir yerde,   medeniyet kaç saniye yaşar. IŞID türü yapılanmalar, insanları silahla sildikçe, Ece Ayhan’ın deyimiyle silinen silgileri andırıyorlar. Şu an için, Doğu’da toprak altında medeniyet.
Ancak, Türk İslam medeniyetlerinden bir şube olarak Mehmetli Medeniyetinin izi sürülüp, bir başlangıç yapılabilir. Mimari, giyim kuşam, şehirleşme, toplumsal ağ vb. şeylerin beli bu kavramla doğrultulabilir.  Ortak bir tarz ve kişilik damgası olarak durur.

Yeprem Türk