Doksanlarda dünya siyaseti değişir. Yücel Kayıran bu kırılmayı görüp de ilk tahlil eden şairdir. Yirmi birinci yüzyıl 90'ların başında başlar, der Yücel Kayıran (Notos Dergisi, Mart- Nisan 2021) Ona göre bu geçişi yaratan iki ana olay var: Birincisi, Sovyetler'in dağılması; ikincisi de İkiz Kuleler'e yapılan saldırı. Kayıran'a göre Sovyetler'in çöküşü bir yüzyılın bitişidir. Ve İkiz Kuleler'e yapılan saldırılarla da yeni bir yüzyıla girilir. Bu andan sonra Batı politikası; kargaşayı, şiddeti ve yoksulluğu Afrika'dan İslam ülkelerine kaydırma çabası içine girer. Afrika biraz geriye atılır.
Bu okumayı yakın tarihte ve günümüzde olan olaylar haklı çıkarıyor. İslam ülkeleri Filistin'den başlamak üzere Suriye'de, Irak'ta ve daha birçok yerde yoksulluğa itildi ve bir karmaşanın içine sokuldu. Birçok devlet yıkıldı. Müslüman toplumlar daha da parçalandı. Birinci Dünya Savaşı'yla dağıtılan İslam coğrafyası doksanlardan sonra ikinci bir dağılmaya tabi tutuldu.
Elbette İslam ülkelerinde sadece siyaset, saha ve yoksulluk anlamında bir çöküş yok. Bu çöküş sanatsal ve entelektüel anlamda da var. 11 Eylül saldırılarından sonra yoksulluğun ve şiddetin İslam ülkelerine kaydırılmasının yanında entelektüel bir fakirlik kurgusu da bu planın içindedir. Örneğin 60 ve 70'lerdeki tefekkür şimdiki İslam coğrafyasında yok.
Bu planın birçok yerde uygulayıcısı olanlar olduğunu biliyoruz. Bir ayrım gözetmeden söylüyorum İslam coğrafyasında fikri zemine sızmış durumda, bu kurgu. Ve aynı kurgu entelektüel aklın İslamî meseleler üzerine konuşmasına izin vermiyor, konuşanları da kendisi seçiyor ve bu konuşanların üslub sahibi olmamasına özen gösteriyor.
Y. Türk