15 Temmuz direnişi, şahsiyetimin ve milletimin bir dönüm noktası oldu.
O gece birçok şey ‘akledenler için’ görüldü, ayrıştı, ayan beyan ortaya
çıktı.
Göğün, doğanın, yerin ve toplumun anlamı insanımızda bir mantığa kavuştu.
Göğü anlamayan yer; ruhu anlamayan beden; özü ıskalayan biçim duldu. Eşini
kaybetmişti.
Doğu’nun ve Batı’nın nüansları iki yaka gibi çözülmüştü.
Savaşlar arasındaki temel farklar belirmişti.
Batı insanı, ayakta kalmak için ilkel duygu ve hareketlerini vahşice
ortaya çıkarırdı. Bu içgüdüydü. Bizim geleneğimiz ölüm kalım mücadelesinde ulu
bir ruha sırt verirdi. Bu da nefesti.
Birisinde yer sefilleşir, maddeleşir; diğerinde arşın gıdası yer ederdi.
O gece insanımız farklılıklarını manevi bir kompozisyona nakşeyledi.
O geceye kadar insanlarımızın farklılıkları
dünyamızın üstünde yamalar şeklinde dururken; o gece tüm farklılıklar uyumlu
müthiş bir zenginliğe nefis bir kareografiye dönüştü.
y.türk