İbrahim Tenekeci’nin kitabından öğreniyorum.
Teoman Duralı, şikayet babından, ‘Hayatında
bir fidanın olgunlaşmasını izlememiş, bir kuzunun doğumuna şahit olmamış
çocuklara Allah’ı anlatmaya çalışıyoruz’ demiş.
Yine İbrahim Tenekeci, ‘Toprakla münasebetimiz azaldıkça, insan olmanın inceliklerinden de
uzaklaşıyoruz’ der.
Ve tabiatsız kalmış bir kentin Kur’an kurslarında
verilen eğitimle, doğayla iç içe olan bir yerdeki Kur’an eğitiminin birinden
oldukça farklı düzeylerde seyrettiği üzerine de bir sürü araştırmalar,
açıklamalar yapıldı.
Tabiatın içinde hiç yaşamamış insanların da eksik
kaldığı, ilerleyen yaşlarda da bir türlü olgunlaşamadığı da görülmüştür.
Gerçi bütün bu şikayetler bizi şuna vardırıyor.
Kadim hayatımızda olan ‘Allah, ben, tabiat’ arasındaki seyru suluğun gerçekleşmemesi, insanda hem kalbi
hem akli olarak eksikliğe yol açıyor. Bu seyru
suluğun duraklarından biri de çünkü tabiattır. O olmayınca kadim zincir
kopmuş oluyor.
Y.Türk