27 Temmuz 2014 Pazar

DOĞUNUN MEHMEDİLERİ FİLİSTİNLİLER

İslam, bizim hayatımızın veya medeniyetimizin her zaman tohumu ya da kökü olmuştur. Bir varoluş sahası bulduğunda ise dile gelmiştir. İslam medeniyeti diye bir şey yoktur aslında, İslam medeniyetleri vardır bizde. Çünkü tohum denen şey bir rahim bulur ve ağacını böyle meydana getirir. Ki o tohum ve ağacı, İslami hayatın yuvasını oluşturabilsin. İslamcılık, tohumdan ağaç yetiştirmeyi beceremeyenlerin, tohumu ana rahminden tohum olarak dışarı çıkartmalarına benzer. Oysa önemli olan, tohumu alıp masaya koymak değil, o tohumdan ağaç çıkarabilmek, bir yaşam sahası inşa etmektir. Mehmetli zihniyeti de tamı tamına böyle bir şeydir.

Doğu’daki kaosun  temelinde bu açmaz var.  Afiş sloganı olmaktan öteye geçemeyen İslamcılığın, İslam’ın yaşam içinde inşa edilen yeni medeniyet versiyonunu görmemesinden kaynaklanıyor kaos. Ne, nasıl olacak, İslamcılıkta apaçık tezahür etmiyor. Kargaşa da, birlik sloganları da bir yere doğru yürümüyor. Bir başıboşluk var ortada. Neyi, nereden tutacaksınız, İslamcılık bunu aşikar etmeye yetmiyor. Zannımca tersinden bir etki de yapıyor. Mazlumların tutunabilecekleri bir ip bir yol yok ortada. Bu açıdan İslamcılığa Doğu’nun nihilizmi demek daha uygun düşer.

Anadolu’nun verimleri, İslamcılık adı altında yok sayılmamalı. Anadolu, tohumunu belirsiz bir algıda değil, filizleneceği mecrada tutmayı başarmış bir mekandır. Mehmetli Medeniyeti ‘nin ilk çıkış sahasıdır, Anadolu.  Bu nedenle, ekseninden kopartılanları, kopanları tekrar çağırma konumunda görülür. Filistin, bu çağrının ilk kademesidir. Filistin yılların mazlum bir toplumu olarak, gerekirse referanduma gidip Anadolu medeniyetinin  Mehmedileri olduklarını ilan etmeli.  Kendisine bir garantörlük sağlamalıdır.

adem kalan