3 Ağustos 2018 Cuma

ALINTI

...


559

Yeprem Türk birkaç gün içinde üç kitap neşr etti. Şiir kitabından başka olarak Bayrak Risalesi ve hususiyet ile Kırk Yaş Kitabı klasik olma şansı taşıyor. Derinlikli bir üslup ve buluşlar.

Osman Serhat ERKEKLİ


AKATALPA  DERGİSİ, Ağustos,   2018



....



Salih CAN

30 Temmuz 2018 Pazartesi

&

Modern çağda Türkiye haritası, ekonomik- kültürel olarak resmen 1923’te Avrupa’ya açıldı. İlk kuşak  cumhuriyetçilerimiz hala sekter bir Avrupalıdır. 1960’larda Komünizm veya Sovyet üzerinden bir Asyacılık başladı. Bu iki eksen en azından siyasi arenada epey didişti. Ve arkasından bu çizgiyi birleştiren Avrasyacılık aksı ortaya çıktı. Ayrıca bu adlandırmadan rahatsız olan Atlantikçilerimiz de var. Bugün bu geniş, karmaşık mantık  üzerinde ilerlediğimiz gözükse de gittikçe Asya’ya doğru çıkan bir patika 
üzerindeyiz.  

Avrupa ya da Asya çağı. Ya da Atlantik çağı. Aslında bunların hiçbiri de tamı tamına Türkiye’nin çağı değiller. Kök itibariyle ruhumuzun kaynağından gelmiyorlar. Almanlar ve İngilizler dünkü Avrupa çağının öncüleri iken, bugünkü Asya çağı dediğimiz yordamın taşıyıcıları ağırlıklı olarak Çin ve Rusya’dır. Ardından Türkiye gelir.

Türkiye’nin bu tür yaklaşmaları ve uzaklaşmaları sadece günün koşulları içinde gereksinimlerini karşılama, kendini tahkim etme ve büyük İslam çağına hazırlık yapmaktan ibarettir.

Gelecekte, İslam toplumu bu adların dışında daha derin ve görkemli bir yapı ve isimle neşet edecektir

Y.Türk

&


Modern şehir telakkimizi iki parçaya ayırmak mümkün. Birincisi: Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Abdülhak Şinasi Hisar ile gelen nostaljik, romantik ve musikiyle yan yana ilerleyen pathos şehir tefekkürü.

İkinci kısımsa Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Turgut Cansever gibi şehrin temellerine adaleti, işlevselliği,  ahlakı ve güzelliği koyan ethos damardır. Akidevi şehir anlayışıdır. Medinetül Fazıla’ya dayanır. Endülüs, Selçuklu, Osmanlı İslam şehirleri büyük oranda bu kökten beslenmiştir.

Birincisi, modern zamanlarda oluşan, daha çok, Yahya Kemal’in biz üçüncü Roma’yız  tarzında dillendirdiği modern mimari yorum. 

Bugün şehir telakkimiz, Yahya Kemal’in şehir tefekkürünün etkisi altındadır. Nostaljiktir, semboliktir. Estetik ve zevk kelimesinden ibarettir.

Şu fetih vak’ası, yâ Rab! Ne büyük mucizedir!
Her tecellisini nakletmek uzundur bir bir;

Oysa İstanbul’u fetih kavramıyla yan yana getirip adlandırmak, aslında Bizans İstanbul’unu akidevi temelde yeniden inşa etmeye dönüktür. Çünkü fetih kelimesi akidevi bir sözcüktür.

Ancak Yahya Kemal tarzı şehir idraki, fetih kavramını, sırf estetik bir malzemeye dönüştürmüştür. Adil, ahlaklı, ilimli, güzel, halkının işini kolaylayan, doğayla uyumlu, sade şehrin akidevi temelleri unutulmuştur. Medinet’ül Fazıla anlayışı geri düşmüştür.

Y.Türk