Kuruluş dergisi bende şöyle
başlar. Aklımdaki, derginin ilk
günlerinden kalma Taksimli bir manzara. Kuruluş dergisinin ilk sayısı için bir
şeyler konuşacaktık. Beş altı kişi buluşacaktık. Sadece bir arkadaş geldi
bulunduğum kafeye. Dedi ‘Abi bu iş
olmayacak.’ Arkadaşlar biz Kuruluş’ta yokuz diyorlar. Sanırım araya bizim abi
dediğimiz adamlar girmiş, bu işi sabote etmişlerdi. Olsun, dedim. Kalktım.
Görüyorsun işte Allah’ım, dediğimi hatırlarım
içimden tünele girerken.
O günden bugüne aradan iki buçuk
sene geçti. Kuruluş için bir şeyler de söylendi.
Diriliş ve ardından Kuruluş gibi
bir halka yapanlar oldu. Öyledir de.
Kader ağlarını böyle sessizce zaten hep örer.
Dergilerimiz çıkarken niye yeni
bir dergiye ihtiyaç duyar ki gençler şeklinde söylenenler de olmuştu bize o
aralar.
-Doğrusu bunları diyenlerin samimiyetlerine güvenmiyordum.
-İkincisi; yeni şeyler yeni
adreslerde yani acar dergilerde söylenir.
-Kırk yıl çıkan bir dergi çıktığı
gibi kapanmayı da bilmeli. Büyük Doğu, Diriliş, Mavera, Edebiyat gibi. Bunu yapamıyorsa yeni gelen fikir, anlayış ne
yapsın. Kendini iptal mi etsin.
-Dergicilikte Karunluk olmaz. Biz niye çıkıyormuşuz? Ya kırk yıldır çıkan siz niye kapanmıyorsunuz?
Yeprem Türk