26 Aralık 2015 Cumartesi

KURULUŞ DERGİSİ, OCAK- ŞUBAT, 2016, sayı 13



Sayımızın ilk metni 'Bir Kişilik Milleti Klasiği Olarak, Necip Fazıl'ın Çile'si üzerinedir.
Önemli Türk şairi Osman Serhat Erkekli'den bir şiir ve  Yeprem Türk'ün iki şiiri var bu sayımızda.
Kahramanın Düsturları metinlerimiz, çeşitli konulardaki yazılarımız ve değinilerimiz sürüyor.



20 Aralık 2015 Pazar

Bu İşte O, Olmaz


Kuruluş dergisi bende şöyle başlar. Aklımdaki, derginin  ilk günlerinden kalma Taksimli bir manzara. Kuruluş dergisinin ilk sayısı için bir şeyler konuşacaktık. Beş altı kişi buluşacaktık. Sadece bir arkadaş geldi bulunduğum kafeye. Dedi  ‘Abi bu iş olmayacak.’ Arkadaşlar biz Kuruluş’ta yokuz diyorlar. Sanırım araya bizim abi dediğimiz adamlar girmiş, bu işi sabote etmişlerdi. Olsun, dedim. Kalktım. Görüyorsun işte Allah’ım, dediğimi hatırlarım  içimden tünele girerken.

O günden bugüne aradan iki buçuk sene geçti. Kuruluş için bir  şeyler  de söylendi.

Diriliş ve ardından Kuruluş gibi bir halka yapanlar oldu. Öyledir de.

Kader ağlarını  böyle sessizce zaten hep örer.

Dergilerimiz çıkarken niye yeni bir dergiye ihtiyaç duyar ki gençler şeklinde söylenenler de olmuştu bize o aralar.

-Doğrusu bunları diyenlerin samimiyetlerine güvenmiyordum.

-İkincisi; yeni şeyler yeni adreslerde yani acar dergilerde söylenir.

-Kırk yıl çıkan bir dergi çıktığı gibi kapanmayı da bilmeli. Büyük Doğu, Diriliş, Mavera, Edebiyat gibi.  Bunu yapamıyorsa yeni gelen fikir, anlayış ne yapsın. Kendini iptal mi etsin.

-Dergicilikte Karunluk olmaz.  Biz niye çıkıyormuşuz?  Ya kırk yıldır çıkan siz niye kapanmıyorsunuz?  

Yeprem Türk

Ö. S. P.


   Önümüzdeki Sayılardan Pasajlar:
 
  -Türkçecilik yapınca Türkçe nasıl da azaldı.

 -Aslı şu ki; Türkçe’ye Muhammed’ (sav) in Mehmed’i  olarak konuşma imkanı dışında hayat bahşedici bir şey yoktur. Bu kişilikle oluşan dil ekolünün dilimize verdiği harmandır.

  -İkinci Yeni şiiri aslında bir Büyük Doğu haritası şiiri gibi durur. II. Yeni bilirsiniz o zaman ki devletten daha büyük bir şiirdir. Belki de çağı itibariyle yeryüzündeki  tek büyük şiir hareketi olur. Aslında çekirdekten çınara; heceden İkinci Yeni’ye; Anadolu Türkiye’sinden Büyük Türkiye’ye (Büyük Doğu’ya);  Cumhuriyet milletinden Devlet milletine yani kişilikle millet olmaya doğru ilk adımın atıldığı yerdir Çile. Bu yüzden yanıltıcı tarafıyla hem bireysel hem alabildiğine cemiyetçidir.

Kuruluş Dergisi

DEVLET YOLLARI



Endülüs, pathos; Selçuklu, ilk ethos devlettir. Ethos, daha akılcı ve metafizikçi demektir. Pathos duygucu ve imgecidir. Bir Yunus bir Yesevi, Mevlana devletidir, Selçuklu. Endülüs, daha bir İbn-i Arabicidir. Aristocudur. Biri daha çok halkçı diğeri daha çok okulcudur, ekolcüdür. Biri felsefeye, sanata yatırım yapar; halkı bu pancereden değerlendirir. Diğeri halka bakar, buna uygun bir medrese ve düşünme geleneğinin temellerini atar.

Osmanlı ise ethos devlet- medeniyet aklının bir devamı olarak ikisini birleştirir. Ama imgeciliğin yerine metafiziği koyar. Bunu halktan, vasattan kopmamak adına yapar. Endülüs medeniyet aklının yerli halka zarar veren o humanist ve dağınık tarafını kırpar.  Mistik değil, tasavvufi geleneği inşa eder. Özgünlüğü tercih eder. Yerine adaleti ve fütuhatı koyar. Pathos gevşemişliğe karşı ethosun daha düsturlu, toplu, kemikli halini merkeze çeker. Bu şekilde Batı aklını zorlayan sağlam bir siyasaya kavuşur. Ethos temelde, iki dünyayı birleştirir. Halkçılık ve bir felsefe halini alan fütuhat bir yerde devlet ve medeniyetin fıtratı haline gelir.

Yeprem Türk