7 Nisan 2019 Pazar

SOMUNCU BABA


Somuncu Baba, erendir; Fatiha’dan haberdir.

Hutbe’de, Fatiha’yı mâna bakımından çiçek gibi yaprak yaprak yedi kat açtı. Ve bu mânayı Bursa Ulu Camiinin temeline ruh olarak kattı.

Sanırım Fatiha, Türkçe’ye ve bu erenimize öyle derin geldi ki: Sanki akıt beni gönüllere bir şelale benzeri, dedi.

Fatiha’nın bu ulu yorumu aldı cemaati, aldı özü, kutlu sulardan, topraklardan geçirdi, gönülleri göklere yükseltti ve geri getirip Ulu Cami’nin hasırlarına bıraktı.

Halk, Fatiha’ya anlam bakımından bir sılayı rahim yaptı.

Osmanlı böylece, olmaya giden meyve oldu. Zannederim ki Yaradan da onlara istikbâllerini bir hediye gibi yazdı.

Medeniyette yeni bir sayfa açıldı.

Ki haritamızda, sonraları, erenler ve sevinçli yerler çok oldu.

Bursa o gece, bu yüce mânayla sabahladı.


Y.Türk

ŞEYH ŞAMİL



Hayatı, yeryüzüne bereketli başaklar gibi doğar.

Savaş’ın salât hali, fetihlerden nüsha olur.

Düşünün onu dağlarda, zikir sesi ve kar.

Onun için, düşmandan korkup kaçan ayak, nankörlük aletidir.

Bazen şöyle olursunuz: Önünüze kuş gibi.  Halkınızdan kanadı kırık ahlar fırlar ve Fetih suresi gibi cenk edersiniz.

Kılıcı yazıp okumuştur, fetih mektebinde. Kılıcının göklerden gelen aklı var.

Muradımızın ordusunu kurmuştur.
Fetih Suresi söylemiş, o yapmıştır.

Bu ulu eren dağ başlarında Mekke, Medine’nin Allah’ıyla gezmiştir.

Gönlü; halka yayılmış, Çeçenistan olup kamulaşmıştır.

Çeçenistan’ı silkeleseniz, dağlar ovalar dökülür ama erenimizin cesur ve mesut yüzü kalır.
Çünkü erence olanlar, kolay söndürülemezler.

Ve erenler, fani olana hak verirler. Kollarına bakan gözlerle, derler: Ey hep veren eller, bir gün sizi de verirler.


Y.Türk