3 Şubat 2018 Cumartesi

DİYEN DE ...


Rab'bim
İnsanı ibadete
Yaşına göre alır

Allah psikolojiye uygun
Milyarlarca platform yaratabilir

Tepe noktasına
Kırılmışları koyar

Aşağıya çocukları
Melekler gibi yayar

İsterse insanın kalbine
Cümlesini yazar:
'Masumiyet insana temiz havadır'

Bazen yangın olur
Son rekattan
Duman içinde çıkılır

'Ama kırgınlık bana
Her yerde salattır
O’nu hatırlatır'

Diyen de görülür.


y.t.


2 Şubat 2018 Cuma

KALIR GİDER


Söylemek isteğim şey
Sonraki çağlarıma gider

Bu hal üstüme bir salattan kalır

Söz aşkta Tanrı’nın feneri
Yanıp söner

Ama melek not eder

Duygusu kalır harfleri uçar

Salat ve aşk
İnsan üstünde iktisat eder

Önceki yaşları Allah
Sonraki yaşlardan korur

Söyleşelim Şeyh’im doğru mu bunlar
Düet manaya olgunluk katar


Y.T.

1 Şubat 2018 Perşembe

GENE BEKLERİM



Desem içimden
Düğmedir insanın kırgınlığı
Basar Allah yakardı ışığımı

Çekip alırdı kemik yaşımın epey üstünde
Korkular yayan karanlığımı

Aşkta düet yapardık
Yağmur yağardı
Bu, salatımın
Önemli fragmanıydı

His üretmeli
İnsan adlı nur motoru
Tabiat gibi yaşamış bir kulun
Ölünce yunmayacağı doğruydu

Gençken başlayan kavuşma fikri
Şimdi yaşlılık çağlarıma gitti

Gene beklerim seni
Ey büyük öpücük
Yanağımın Rabbi


Yeprem Türk


31 Ocak 2018 Çarşamba

&



Yaş: kırktır; feraset: nurdur. İnsan, bu yaşta içinde parlayan bir ay görür. Ruhunun gittiği yolları alaca bulaca aydınlatır.
Yaş kırk, dünyaya cennetten yürüyen Tanrı insanı içindir. Adımlar sürüyordur. Önde Tanrı’nın feneri vardır.
Yaş kırkın mekanı, gerçek ile hakikatin miraç yaşadığı bir yerdir. İnsan, bu yaşta Tanrı bahçesi gibidir. Kırk yılını tekdüze yaşamaktan sıkılan biri için, kırk yaş yeni çıkmış super bir hayattır. Tanrı isterse bu yaşta hayat ulu bir ağaçtır, tohumlarını toprağa döker.

Yeni yaş, sır gibi ilhamat ve tuluatla girip dağılır bünyeye. Ömrün yeni ve dolgun sofrasını açman için yardım eder Allah sana. Genişler ruhun arazisi ve mabedi. Ve insandır, orada bu dünyadan eskidir.

Kırk yaşına girilir ve iç alemde sela verilir:
Essalâtü vesselâmü aleyke ya rasulallah’ 


Y.T.

&




Ten, damdır sanılır. Yanılınır.
Yağmur sularını sızdırır.
Delik büyüsün, ten açılsın, göçsün istenir.
Üste düşecekse ille de yağmur, hakiki gökten olsun, denilir.

Bazen yaş 40, tenden ve dünyadan büyüktür. Bu sebeple hep gökler gözlenir.

Bazen öyle bir cümle kurmak istersin ki kırk yaşlarının içindedir, onun harfleri. İnsan, onları bir araya getirmeye oraya gitmeli.
Hem yaşayana 40’a girmek mecburi. Varsa kısmeti.
Yanması gereken ateşler var orada çünkü insandan içeri.
Ancak kırk yaşının kavı yakar bazı kibritleri.
Bu yaş, biraz menkıbevidir. Bunu sağlayansa insanın bu yaşta ulu ülkü için yaptığı işleri.
Sonsuzu anlamak için parlattığı iç gözleri.
Sonsuzdur Tanrı’nın seneleri. Bazılarını insan bedenle yaşar, ruhla da diğerlerini.
Ve düşünün yine Rabbin sonsuz renklerini. Tenle gözüken geçmez üçü beşi.
Ve nerdedir, sevginin sonsuz gerisi.
Bitimsiz yazan Allah kalemi.

Bu dünya bekanın bir balkonu. Şöyle görüp gitmiş gibi.


Y.Türk


30 Ocak 2018 Salı

&



Biz Anadolu’nun çocukları, erken olgunlaşırız. Yüzyıllardır, ustası ölmüş çocuklarız. Ağır yükler taşırız. Ülkemin gençleri olgunluk bakımından eskiden beri kırk yaşının paltosundan çıkmış gibidir.

Yaşların imamıdır, hedefidir, muradıdır; kırk yaşının olgunluğu.
Belki de kırk yaşını görelim diye yaşıyoruz. Bu çağın hazinelerini merak ediyoruz. Kırk yaşın dünyası göğe doğru bombeli bir alem. İnsanın kubbe yaşı. İnsanın mimarisi semaa doğrudur. Anatomisi, sosyolojisi ve psikolojisi metafizik bir akışkanlığa sahiptir. Zihin ve ses insanda köşeli değil daireseldir. Manaları yansıtma bakımından daha yetenekli ve esnektir. Ve anlamlar nereden başlarsa başlasın insana çıkar. Eşya’dan insana varmaktır, bu yaş. Çünkü insandır halâ yeryüzünün en kadim, en sıcak konusu. Tanrı’ya biraz daha yanaşmak için.

Dense aslında yeridir, kırk yaş için: Öyle bir çağ gördüm ki sonsuza kadar benle gelecektir.




Y.T.

&



Kırk yaş duyuşu ve kültürü bize mahsustur. Ve bu yaşın tarihi, dine çıkar. Batı’da bu olgunluğa varan yollar tıkandı.

Modern Batı insanını anatomide Darwinizm; Psikolojide Fruedizm; sosyolojide ve ekonomide evrimci Marksizm ve kapitalizm çevreledi.

Ve bu insan, Tanrı’nın insana nimet olarak verdiği ‘büyük olgunlaşmadan’ mahrum kaldı.

Çünkü Batı’da insanı daha erken yaşlarda erotizm çeşmesi modernizm kaptı. Ve kimse bari kırk yaş insanını kurtaralım, demedi.

Batı’da gençliğin üç komutanı var: Para, orgazm ve eşya. Yeni hiçbir fikir, Avrupa’da nesil çürüten bu üç öndere engel olamadı.
Oysa olgunluk güzel ve iyi bir yaştır. Baştan çıkanı yerine koyar. Kayan omurgayı düzeltir. Bu çağa önlem alan insanlığına engel olur.
Kırk yaşına geldinse daha çok insan olmaya geldin.

Başkaları tarafından tüketilmemen ve tam anlamıyla özgür olabilmen için erken ya da geç kırk yaşına girmen gerekir. Kırk yaş, Tanrı yaratısıdır. Öznesi acemilikle dağılmış bireyi toparlanmaya ve büyük inşaya davettir.


Y.T.

29 Ocak 2018 Pazartesi

&




Osmanlı, İslamlaşmasını yitirerek yıkıldı. Bugün ki Türkiye ise daha çok İslamlaşarak yeniden doğmaya çalışıyor. Topraklarımızın İslamlaşmayla ilginç bir ilişkisi var. Devlet kurumlarının İslamlaşması ile halkın İslamlaşması arasındaki tuhaf grafik bunu söyler. Kurtuluş Savaşı’nı halkımız ve ordumuz İslamlaşmanın kesintiye uğramaması için yapmıştı. Birinci dönem cumhuriyetçilerse bunun tersini inşa ettiler. Ama başaramadılar. Otuz kırk yıllık Batı birikimiyle bin yıllık olağan birikimi zaten yenemezdiler.

 Bugün halk, devleti ve siyaseti ele geçirmiş gibi gözüküyor. Millet, kendi rengini askeriyeden tutun kamunun diğer parçalarına kadar yansıtma amacında. Askeriyede, siyasada başlayan yenileşme ve ihyalaşmanın başarıya ulaşmasını ve kendisini  ruhta da göstermesini dileriz. 


Kurtuluş savaşı ile Türkiye’nin bedeni kuruldu, 15 Temmuz Direnişi ile de ruhu. Aslında bu yönüyle Osmanlının temelini atan Kayı boyu, bugün 15 Temmuz ruhu ailesidir. Büyük medeniyet, bu ruh ailesi üstünde yükselecektir.

Y.Türk

DÜŞÜNCE


Batı düşüncesi temel olarak şu bakış açısını kök kabul etmiştir. İnsan önce homo habilis’tir, sonra homo erectus daha sonra ise düşünen hayvan veya homo sapiens’tir. Ya da geçim sağlayan homo economicus’tur.

Modern anlamda ise yine bu temele hayat veren üç düşünür, görüşleriyle modern Batı düşüncesini ihya etmişlerdir.

Bunların biri Darwin’dir. Darwin insana homo habilis anlayışında hayvan bir kök bulmak için çalışmıştır. Evrimin anatomisiyle ilgilenmiştir.

Lamark,  insanı metafizik unsurlardan koparıp insanı tamamen içinde büyüdüğü şartların çocuğu olarak anlamlandırmıştır. Evrimin sosyolojisini yapmıştır.

Yine evrimin psikolojik sahasını ise insanı  ilahiyattan koparan Frued inşa etmiştir. Üst benlik veye benlik, ego-süper ego gibi kavramlarla insanın davranışlarını bu plandaki kaynaklarla açıklamıştır.

Marksizm ise evrimin ekonomik şubesidir. Maddeci diyalektik ile üretim, tüketim, emek, para ve  piyasa gibi insana mahsus şeyler yine evrimin bir başka cephesinden yorumlanmıştır.  

Y.Türk

&


Kıymetin artık ola
Ay sana yastık ola
...

Sultan Veled


Bizi insanı Allah, mükerrem yarattı, denizde karada bir yaş üstünde taşıdı. Yaşa göre insana iklim ve beden kattı. Masumluk, hararet, feraset ve bekleme çağları gibi çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemleri verdi. 

Ama en çok bir konuk olarak Tanrı, kırklı yaşlarımızda içimizde gözüktü, bize süresiz konuk oldu.

Bu yaşta insan, hangi fikirle yaşlanacağını bildi.  Ve yaşamak için evren ucuz bir yerdi. Bir lokma bir hırka, bu yaşların toprağında geçer akçe oldu.
Yaş kırkta, yaş azdı, en çok insan vardı. İnsanı insanlaştırma vaktiydi, bu çağ. Birçok şey meccanen yapıldı. Alt ve üst; gerçek ve silüet bilindi.

Duyguları sırasına göre konumladı, insan. Üste Tanrı sevgisini ve onun gölgesine yar yurt sevgisini kurdu. Aile saadeti içinde ayrı ayrı parlayan erkek ve kadının ışığı büyük aşkta tek nur oldu.

Bu yaşta bilgelik artırıldı. Geçmiş ve gelecek eşit oranda tarassut edildi.
Gençlikte göz kararmışsa, kırkta yüz kızardı.
Ve insan, elinden insan olmaktan başka bir şeyin gelmeyeceğini anladı.

Ve şairdi insan, yazdıklarını Tanrı’dan başkasına okumak istemezdi.

Y.Türk

&


Yaşın kırk hali: Bedenin denge birimi. Doğru terazi. Yeryüzünün en serin seheri. Yedeği olmamak hali.

Ve sen, Tanrı’nın çokça doldurduğu bir kap bil kendini. İnsan bu yaşta, yaşantısının en geniş akan vadisi. İnsan ki en çok bu yaşta Tanrı emeği.

Temizlenir rüyaların içi. Düşlere güneşleri : erenleri sokma durumu.

Kavimler bu yaşta ikiye ayrılır:
-Orta yaşa gelince kalınlaşanlar (kabalaşanlar).
-Ve Tanrı’nın kendi zatına yaklaştırmasıyla kuvvetlenip kalınlaşanlar.
Ve bu yaş, ikinci duruma göre aydın erkeklik, aydın kadınlık yaşıdır.
İnsanın iç tabiatı, anlayış bakımından çınar da çıkarır.  Zakkum da.
Arkada kalan izlerinin farkındadır, insan.

Geride bıraktığın her yaş, melekler tarafından toplanır. Geri verilmez. Lehe ve aleyhe delil olarak kullanılır.


Kırk yaş, güzel bir ülkedir. Ve insan, memleketinin başındadır. Yaş kırktır. Kalitesiz, çirkin ve nursuz hiçbir işte yoktur.


Y.Türk

&


Gençlik körpe başaktır. Tarlada.  40. Yaş, değirmende. Taşın altına dökülen buğdaydır. Sıçrasa da taşın altından  gerisin geri süpürülendir.
Kimi fena kapılır bu yaşa. Beş duyusunun kapılarını kapatır. İçerde aşk, cennet üretir.
Anladığın şey: Ömür ezanla açılır, ezanla bitirilir. Başlatan kapatır.
İçe kapandıkça bu yaşta insan kabuğunu kavlatır, döğülür. Ve daha görünür kılınır. Ufarak bir günah ‘köpek alnı’yla insanda gözükür.
Bu yaş, kral yoludur. Köpeksi bir alın, kral için onur kırıcıdır. Ve bu leke, gerekirse yedi kuşak üstünde belli belirsiz devam eder.
Geleceğini güzel yapmak isteyen sulbünü güzel kurar.
Küçük harfli insan, bu yaşta büyük harfli insana dönüşür: İnsan.
Aşkın, bilginin, kıymetlinin büyük harflisi.
Bu yaş, her insana gelen bir akımdır. Geride kalan son insana kadar  sürecektir.
Gözler bu yaşta daha dokunaklı ve derin sindirir görüntüyü. Ve içerdekini görür ve söyler insan: Bin Gökyüzü.
İnsanın bu yaşlarda ruh dişlerini çıkartmaya başladığını bilir.
Yaşları arka arkaya atlatan Tanrı’nın rakamlarındaki manayı anlar.
Adım, beni içerir deyip bu adın içini dolduran Rab’bine şükreder.


Ve yaş, kırktır. İnsan ki hala yeryüzünde ilerliyordur.


Y.Türk

&



Selam, kırk yaşım selam. Yeni başlangıç, yeni onur, yeni yükseklik selam.  Selam hayatın ikinci katı.  Özün yeni asası, insanın yeni formu. Merhaba, arkadaşlar arasında birinci sınıf bir sohbeti üleştiren olgunluk adlı kralın ilk bahçesi.

Bir ülkenin aydınlık birikimi nasıl kralın alnında parlarsa, insanlığın hakikati de insanda bu yaşlarda ışıldar.

İç, dışa tabiat gibi çıkar. Bu yaşlarda önemli şeyler söylemek için şıklık ve imgeye gerek yoktur. Çünkü Tanrı sevgisi su gibidir. Doğal mecralarda akar.

İnsan bu yaşta, hem dünya hem ahret mevsimindedir. Her ikisine de eşit mesafededir.

Yaş 40, insan hayatının merkezidir. İnsan, çocukluğa ve yaşlılığa doğru bu yaştan dağılmış gibidir. Ve diğer yaşlar bu yaşın taşrasıdır.

Peygamberimiz, bütün teferruatıyla bu yaşta etrafına ve dünyaya  yayılmaya başlamıştır.

Buna uyum olarak, insan, dünyada bir yıldızdır. Yaş 40 ise bu yıldızın tam ortasıdır.

Kırklı yaşlarını yaşayan insanların geçtiği sokaklar daha parlak, daha medeni ve temizdir.

Aşk, kırklı yaşın insanında daha derin ve sessizdir. Kendi köşesinde çıtır çıtır yanan soba gibidir.

İnsan kırk yaşına, doğru kapıdan girerse: Bay Altın’dır.


Y.Türk


&


Yaş 40 ile açılır hayatın ikinci kapısı. Bu, yaşama büyük giriştir. Ve insanın meleği vardır, yaşına göre davranır. Kulağa ağır ve büyük hakikatleri fısıldar. Çünkü kırk yaşında insan, her gerçeğe uygundur. Hakikatleri üstüne çeker.

Adem’in içeriden kulağa seslendiği yerdesin. Teferruatlardan sıkılmışsın, her anlamın özetini ve sonucunu istiyorsun.
Kadim sözlerin kadim manaların ve kadim mekânların adamısın.  Mekke, Medine ve Kudüs gibi tüm yeryüzünü üç parçada özetlersin.

Diğer yaşlar gibi 40 da Tanrı yoludur. Ama kutsallığa daha yakındır. Hayatı yaşamaktan ziyade eda edersin. Ebediyet çevresini daha bir adımlarsın.

Yaşın artması bir yönüyle aşkın artmasına benzer. Ama aşk büyükse en sevdiği şey küldür.

 Yaş kırk, hayatın yeni yılıdır. Tanrı’nın senesi ve armağanıdır.  Ve burada insan, gelip geçiciliği kararlı bulur. Beka bizi ister. Ve mutlaka alır. 


Y.Türk