Gençlik körpe başaktır. Tarlada.
40. Yaş, değirmende. Taşın altına dökülen buğdaydır. Sıçrasa da taşın altından gerisin
geri süpürülendir.
Kimi fena kapılır bu yaşa. Beş duyusunun kapılarını kapatır. İçerde aşk, cennet üretir.
Anladığın şey: Ömür ezanla açılır, ezanla bitirilir. Başlatan kapatır.
İçe kapandıkça bu yaşta insan kabuğunu kavlatır, döğülür. Ve daha görünür kılınır. Ufarak bir günah
‘köpek alnı’yla insanda gözükür.
Bu yaş, kral yoludur. Köpeksi bir alın, kral için onur
kırıcıdır. Ve bu leke, gerekirse yedi kuşak üstünde belli belirsiz devam eder.
Geleceğini güzel yapmak isteyen sulbünü güzel kurar.
Küçük harfli insan, bu yaşta büyük harfli insana dönüşür: İnsan.
Aşkın, bilginin, kıymetlinin büyük harflisi.
Bu yaş, her insana gelen bir akımdır. Geride kalan son
insana kadar sürecektir.
Gözler bu yaşta daha dokunaklı ve derin sindirir görüntüyü. Ve
içerdekini görür ve söyler insan: Bin Gökyüzü.
İnsanın bu yaşlarda ruh dişlerini çıkartmaya başladığını bilir.
Yaşları arka arkaya atlatan Tanrı’nın rakamlarındaki
manayı anlar.
Adım, beni içerir deyip bu adın içini dolduran
Rab’bine şükreder.
Ve yaş, kırktır. İnsan ki hala yeryüzünde ilerliyordur.
Y.Türk