Hakan Arslanbenzer ve Zafer Acar adına kendi dergileri dışında bir dosya yapılmamıştı. Hakan Arslanbenzer için Kuruluş dergisi, sayfa sayısı sınırlı ama etkili bir dosya yaptı (sayı 4). Bu dosya sanırım, gelecek kuşakların neo-epik şiiri tanımaları açısından onlara öncülük edecektir. Neo-epik şiire dışardan bakmak isteyenler o dosyada birçok yeni değerlendirmeler bulacaklardır. Zafer Acar ve Hakan Arslanbenzer. İki farklı tarza sahip iki farklı kişilik. Biri ne kadar estetik mimariye önem veriyorsa öbürü ondan o kadar kaçıyor. Biri imge düşmanı, diğeri imgenin bekçisi. Biri doksan kuşağına ait diğeri 2000 kuşağına. Aslında kuşak konusu bile onları birbirinden ayırmaya, onların farklılıklarını imlemeye yetmez. Dediğim gibi biri varlığını neye borçluysa diğeri kimliğini onunla kaybediyor. Biri ne derece lirikse diğeri o derece soğuk.
Bu
sayı Kuruluş’un bir şair adına en çok ürüne yer verdiği ikinci sayısıdır. Bu
iki sayı da İki farklı şairin ilk kez ayrı bir fikri iklimde ilk yorumlarıdır.
İki şairin eser bakımından Kuruluş gözüyle ilk tarifleridir. Mehmedi bir
küreden yorumlanmalarıdır. Bu zeminde lirizm ve özellikle şathiyeye bürünmüş
lirizmine girmedik Acar şiirinin. Ama şu kesin, Hakan Arslanbenzer yaşadığı
dönem itibariyle, dili bakımından camiadan aforoz edilirken Zafer Acar, yazdığı
şiirlerle ortamda daha çabuk kabul görmüştür. Bu durum da ayriyeten iki şairi
de yorumlamayı güçleştirir. Ancak
genelde Türk şiiri ortamı, lirizme daha açık olmuştur. Zafer Acar bu avantajını
da iyi kullanmıştır. Özellikle Diriliş
estetiğine alışık okuyucular Zafer Acar şiirini hemen benimsemişlerdir. Ancak
aynı kesim onun hakkında kanaat belirtmekten de kaçınmıştır. Bunda da bir ilginçlik yoktur aslında. Bunu,
kıskançlıklar kolayca sağlayabilir. Şunu da söyleyebiliriz, Diriliş çemberinin
bugün son sınırına gelinmiştir. Zafer Acar, Diriliş estetiğinin son sınırından
ötesine atlamıştır. Hem fikir hem de zevk olarak. Zafer Acar’ın şiirleri
okuyuculara tanınarak, gelenekçiliğini konuşturarak geldi yani.
Y.T.