21 Ağustos 2014 Perşembe

33.



Bizim bir bildiğimiz var ki, ilaç biraz da göklerdedir. Havadadır. Bu hava,  bu gök, burundan çekilen, boşlukta yüzen bir hacim değildir. Milletlerin sıkışma anlarında göz diktiği, işaret beklediği  ve asıl vahiyden sonra gözlere ve kalplere değen kurtuluş çizgileridir. Umut kapılarıdır. Belki bunu, ilkellik ve bilimdışı sayabilecek olanlar çoktur. Oysa milletler, geleni gideni gökten bilmişler, sezmişlerdir. Eskinin, geleneğin masum tavrı bizi bunu böyle belletir. Hangi tufan öncesi, gök, içe aydınlık vermiştir? Ya da hangi  bir kötü olayda gökten kalplere aydınlıklar inmiştir. Devletler ve milletler var olurlarken ya da yok olurlarken hangi gök rahat uyumuştur. Biz bilir  ki, insan nasıl insansa, milletler nasıl milletse gökler de göktür. Yerin aynası olmuştur. Sezai Karakoç’un ‘ Masal’ şiirinde, gelen kötü haber öncesi ‘evin koynundan kara süt akması’ bu denklemin şiirdeki tecellisidir. Merhameti, kalbi hala yerinde kalmış insanlar ve devletler yerde olmasına rağmen, gökleri es geçemez. Göklere bakmayı bu yüzden unutmamalı bir millet. Allah hakkı için bu görevi es geçmemelidir. Yerdeysek, kim tamamen yerde olduğumuzu iddia edebilir. Paramiliter realiteden başka.  Kalbe giden gerçek yolun gökleri dolaşıp, menziline ermesini göremeyenlerden başka.   İnsanı düşmüş bir konumda basit bir gerçekliğin yaratığı haline indirmek isteyenlerden başka.   Kim sadece yerdedir de, bir tahayyül kanadı açmayı başarabilmiştir. Olmayanı oldurmuştur da. Olmadığı bir kalpte kendini oldurabilmiştir de. Kim göklere bir tarafımızla taşmadığımızı söyleyebilir. İnsanı bunaltmaya,  gerçeklikleri beyazdan karaya çevirmeye kimsenin hakkı yoktur. Yaratılış, böyle gerektirmiştir. İnsan ve millet düşmemişse hem yerde hem de göktedir bir parça. Bütünlük bilgisinden böylece kopmamıştır da. Şimdinin yaşantısını ve geleceğin yaşantı fragmanlarına sahip olabilmiştir. Sadece yer mantığı, cehenneme varıştır, köklerde başlayan bir kuruma, zayıflama emaresidir. Paramiliter eşkiyalar, gök yollarını kesmiş demektir, bunun anlamı.  Bilinir çünkü, hayat yerin de göğün de fazlasıdır. Yer ve gök için farklar şarttır, ancak bunların bütünlükten ari olduğu söylenemez.  İnsanın dağları tepeleri sadece toprak üstünde  değil, kalplerinin ve zekalarının içinde, göklerinin üstünde, bu dünyadan da öte  daha nice dağları tepeleri vardır insanoğlunun.  Bu duyuş hem millet hem devlet adına, insanın bir yönüyle ezeli oluşunun alametidir. İnsan hayatında sadece yere iman, düşmüş insanın körlüğünden inşa ettiği bir şeydir.


adem kalan