29 Ocak 2021 Cuma

NE CİSMANÎ NE RUHANÎ

 

Batı düşüncesi hep ruhanî ve cismanî tezatlığında ilerlemiştir. Biri öne alınırken diğeri dışlanmıştır.

Batı zihni Modern Çağ’da cismanidir. Ortaçağ’da ise ruhanî. İlkinde pozitif ilimler öne çıktı, ruhaniyet dışlandı. İkincisinde ise tamamen ruhanîlik hayatı yönetti, bilim düşman ilan edildi. Ruhanîyet ve cismanîyet aynı varoluşta bir türlü buluşamadı.

Oysa bir medeniyet ne tamamen ruhanîdir ne de tamamen cismanîdir. İkisinin de oranınca bileşkesi bir yerdedir.

Gerçi önceleri medreselerde dini ve pozitif ilimleri aynı anda okutan Osmanlı eğitim sistemi, Ortaçağ’ın kiliselerine benzer ruhanî bir kisveye bürünmüş, bilimi dışlamıştı. Batı yordamınca bir ruhanîyeti kuşanmış ve maddesel karşıtlığa düşmüştü.  Zaten Tanzimat dönemi düşünce sistemimiz bu karşıtlık içinde yol aldı.

Örneğin Ahmet Cevdet Paşa devlet şekillerini ruhanî ve cismanî olarak ikiye ayırır. Bizim devlet anlayışımızı ruhanî bir yapı olarak yorumlar. Batılı devletleri ise cismanî.  Oysa farklı zamanlarda birbirine zıt yönde yürüyen bu iki devlet anlayışı da yine Batı’ya hastır. Çünkü Batılı devletler ortaçağda ruhani iken; modern çağda tamamen cismanî oldu.

Bu zıtlık yer yer nesiller arası tezatlığa bile dönüşmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren öykülerde, romanlarda dini vecibelerini yerine getirenler, Kur’an okuyanlar büyük anneler ve dedelerdir. Sanki dinle haşır neşir olan son nesil onlarmış gibi anlatılır.  Dolayısıyla da ruhanî nesildir. Yeni nesilse bilimle uğraşan, dinle arasına mesafe koyan bir kesim olarak lanse edilir, bunlar da cismani hareket eden nesildir.

Oysa bizim devlet ve hayat anlayışımız sırf ruhanî de sırf cismanî de değildir.

Ne İbn-i Sina’da ne İbn-i Rüşd’de böyle bir ayrım vardır. Din de tabiat da paralel bir yöndedir.

Din ile bilimi karşıtmış gibi göstermek önce Ortaçağ Hristiyanlık dünyasının sonra da Modern Çağ’ın bir hastalığıdır.

Biz ikisini de nispetince birleştiren Fıtrî ekolden geliriz.

Hani demiş ya Yunus ‘Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevla’m seni’. Dağların, taşların yerine pozitif ilimleri koyun.


Yeprem Türk