21 Ağustos 2020 Cuma

KURULUŞ Eylül- Ekim 2020 YIL 7 - SAYI 41  

 




Bir şiirimde demiştim. ‘ Fıtratım sabun koksun dilerim.’

Yani aslında arı duru ve fazlalıklarını atmış bir ruh üzerinde kalmak istemiştim.

Her şair,  söz bahsinde bir hayat artıcısıdır. Şiir de şair gibi tarihin, geleneğin, yaşamın eskilerini atar; ortaya tertemiz bir öz çıkarır.

Şairlik fazlalaştırma değil, eksiltmedir. Günlük ritüellerin ve alışkanlıkların arasında örtülmüş, kaybolmuş saflığı aralamaktır.  

Örneğin Yahya Kemal şiiri, hep bir kültür şiiri olarak değerlendirilmiştir. Bilirsiniz kültür bir birikimdir.  Oysa her şair; bir arıtıcı, eksiltici, kazıyıcı, fazlalıkları atıcıdır. Osmanlı, Yahya Kemal şiirinde en saf haliyle, ruhuyla kalır. Eğer Yahya kemal olmasaydı, bir arıtıcıdan mahrum kalacaktı, tarih. Ortamda bir yığın malzeme tarihin ruhu sanılacaktı. 

Akif’in ortamda birikmiş molozları nasıl attığını saf bir epik hal bıraktığını biliyoruz. Orhan Veli’ye şairaneliğe karşı dedirten şey, temizlik isteğiydi. Ama o sırf ortalık temiz görünsün diye değerli şeyleri de attı. İkinci Yeni, kendinden önce birikmiş fazlalıkları ayıkladı, boş kalmış yerlere de et ve kemik gibi vücut ekledi. 


Y.Türk