15 Temmuz ruhunu kendisine ülkü edinene.
Aşkı iki katlı bir ev gibi görüp onun bir katını bu dünyada diğer katını
bekada görene.
Gülü, yaşamına felsefe yapma yeteneğine sahip olana.
Gerçeği görür gibi geleceğe dair gündüz gözüyle rüya kurana.
İlhamın şeytanının milleti dolandırdığını kavrayana.
Anadolu’nun iliklerinde arşın gıdası vardır, diyebilen. Bu vitamini
muhafaza edene.
Kendisini, bir insan olarak dünyanın ilk günündeki gibi heyecanlı bulana.
Allah’ın bir gün, o günü, o kuruluş gününü, dünya
yaşam piyasasına sunacağına inanana.
Hayat evinin mahzeninde şeytanları kilitli tutan, üst katlarda melekleri
yaşatana.
Kalbimizi Halep’ten, Bosna’dan, Afrika’dan beri eyleyelim de batalım mı?
Şeklinde düşünene.
Modernliğin son zamanlarını yaşayan adamlara,
son alanlarını adımlayan aykkabılara; geleceğin yeni, orjinal kapısını açan
zekalara, uhrevi geniş zamana dokunan ellere; kelimeleri ilk kez o dünyanın
ahengiyle konuşan dillere; merhameti ve sevgiyi atıldığı yerden kaldırıp,
alnından öpen, doğrultan, hak ettiği yere koyan kollara; devleti, milleti
doğaçlama bir hal içinde adaletle hükmettiren felsefeye. İhtiyacımız var.
Y.Türk