Corona, ahlâksız üretim
tarzı bitidir.
Çalıkuşu romanındaki
Milli Eğitim Müdürü gibi iç geçirelim önce: ‘Ah, Evropa!’.
Modern çağ, bir mitolojinin etrafında tahayyül edildi.
Europa, bir çağın etki elçisi oldu. Tarih ve insanlığın her türlü birikimi, bu
tesir etrafında toplandı, yeni bir yordamla harmanlandı. İnsan, teknoloji adına neyi düşündüyse
gerçekleştirdi. Çağın kuruluşundan itibaren tahayyülde de, hayata geçen şeylerde de Europa etkisi vardı.
Europa, sonunda çağın diliyle kendisini ifade ettirdi: Post- Truth yani gerçek
ötesi. Aslında bunda şaşılacak da bir şey yoktu. Zaten Europa’nın kendisi bir
Post- Truth’tı.
Avrupa’nın yeteneği sanayi ve teknolojide idi. Dijital çağ,
Avrupa’nın dilinden ve fıtratından uzak olsa gerek ki Doğu’ya, Asya’ya, Çin’e
kaydı.
Asya zihni, Avrupa’ya göre daha karmaşık ve derin hareket
eden bir zihin. Eski Çin’in göksel bir aklı var. Bu, dijitalizme istediği
kabiliyeti verdi. Ama bugünkü Çin, Avrupa’dan kapitalizmi ve onun mantığını,
hırsını da devraldı. İnsanlığa hizmet edecek büyük gücü, büyülü bir cellada
dönüştürdü. Düşünün dijital bir çağa giriyoruz ve bu çağın başlangıcını gelecek
kuşaklar bir mikropla( Korona Virüsü) başlatacaklar. Dijitalizm ve biyolojik
silah olarak kullanılan mikroplar hayatı birlikte dönüştürecek. Batı’nın
karanlığı dünyaya daha koyu bir şekilde Çin’den yayılmaya devam edecek.
Öncesi mit (Europa) sonrası bit (Corona Virüsü) çağı mı olacak ?
Ben, dijitalizmde ve onun sonra gelenine artık ne denirse,
erence bir dil ve kabiliyet görüyorum. Bu dili, Müslümanların bulacağına ve bu zihnin, mit
ve bit çağından kalan kirli kalıntıları ve tortuları ortadan kaldıracağına inanıyorum.
Y. Türk