10 Ağustos 2014 Pazar

30.


Kuruluş’ta dirilen parçalar bir araya gelir. Ancak bu bir araya gelme,  önceki deneyimlerden farklı olacaktır. Parçada ve bütünde kökler aynı kalacaktır. Çizgilerinde, geçmişin ve geleceğin işaretleri birlikte belli olacaktır. Fakat Ahmet ki, İsmet değildir sonuçta. Gelecek de hep geçmiş olmayacaktır. Her yeni bütün ve parçanın, çağlar değişse bile özünde hiç değişemeyecek ilkeleri vardır. Bizdeki bütün ve parçalar buna yaslanır. Ama bu dönemsel vahdet, ağırlığını elbette bütünde hissettirir. Biz bu değişmez şeylere, Musa’dan İsa’ya; İsa’dan da Efendimize geçen diyoruz. Ve bu geçişken şey, Müslümanların kurdukları medeniyetlerde, birinden diğerine geçendir de aynı zamanda. Devletten devlete kıyamete kadar, iç ve dış şartlarda yürüyendir. İslam topraklarında kişiliği ve hamuru tutan mayadır. Müslümanlara her çağda güçlü bir devlet veren orijinal özdür. Bu öz ayakta tutuluyorsa, kişilik de ayaktadır. Ve devlet zindedir. Oluşan orijinal diyarlar, varlığını bu ilişkiye ve bağlanmaya borçludur.


Günümüzde aynı öz, Mehmet karakterini mayalamıştır. Mehmet, günümüzde, Doğu’daki karakterler sütünün kaymağı olmuştur. Bu bir yüceltme, kibir sanatı olarak anlaşılmamalıdır.  Mehmet, Efendimiz'in Mehmet’idir. Cumhuriyet yaşantısı içinde toplumumuzu ayakta tutan, her bir ayrı isimle bağdaşıklık kuran bu isimdir. Batı’nın karşısında, bugün kişilik olarak Mehmet vardır. Anadolu’da ve Doğu’da  çok işler başarmıştır bu isim. Çünkü bir yardımlaşma, insanlığa kendisini kabul ettirmiş bir vefa anıtıdır, o. Çoğulcu bir isimdir. Bu bakımdan hem tekilci hem bütüncüdür. İnsanımızın, Batı imgesi içindeki yaşantısı sürecince omurgayı, sırt vererek koruduğu isimdir. Bizim topraklarımızda istikametin pusulası olmuştur. Kendisini başkasından üstün görmenin zerresi yoktur, onda, o milletinin hizmetkarıdır. ‘Parça yahşi, biz yaman. Parça buğday, biz saman’ diyebilecek kadar, tevazu sahibidir. Gönlü ve aklı hep Allah’ın buyruklarınadır. Fıtratları tek çatı altında toplayan karakter anasıdır.  



Adem Kalan