24 Eylül 2016 Cumartesi

?

Benim şiirlerimde kullandığım bir iyi ayı bir de kötü ayı metaforu vardır. İyi ayı; biraz metafizik tavırları olan ve kötü ayıya nazaran oldukça yumuşak, merhametli, acımalı bir ayıdır. Hatta uhrevi çizgiler bile taşır bu ayı üzerinde. Şimdi diyeceksiniz, bu ne demek. İyi ayıyı, samimi ama yeteneksiz siyaset manasında kullanıyorum. İyi ayı: kırıp dökmek istemiyor, iyilik ve inşa ehli olmayı umar, ama yine de sakarlık ehlidir. Ayı ayıdır sonuçta. Kırar saçar, niye kırıp döktüm diye de bir kenara geçer ağlar, günah çıkartmaya çalışır. İşte temiz kalpli ama yeteneksiz siyaset dediğimiz şey böylesine narin bir ayı.  Bu, sadece insanlığın bir kısmı.

Karşı taraftaysa, dünyayı,  hayatı yaşanmaz  hale getiren kötü ayılar var. Amerika, İngiltere, Almanya.... Ve bunları bu mantıkta yol yürüten kötücül Batı felsefi. Batı siyasası, Batı ekonomisi, Batı sosyolojisi. Kısacası insanı hem içerden hem dışarıdan yağmalayan  acımasız kötü ayılık.

Hülasa şu an için dünya iki telden çalıyor. Daha doğrusu yaşamda iki sendrom var. Biri kötü ayılık diğeri de mazlumları tutan kollayan, irfan yoksulu, kalbinde zerre kadar kötülük taşımayan, derinliksiz ve yeteneği sakarlığa meyilli iyi ayılık.


İşte güzel 15 Temmuz Direniş ruhu, bu iki ayılık durumuna da meydan okuyacak bir şekilde doğan derin bir Diriliş ve Kuruluş ruhudur. Medeniyet mayamızdır.

Yeprem Türk

Edebiyat ve Direniş


15 Temmuz Direniş’inde edebiyatın sınıfta kaldığını düşünenler var. Oysa bu millet geçmişte şairleriyle yürümüş ve hala şairleriyle destan yazar. Siz de bilirsiniz ki Türk şiiri halkından evvel siper kazar ve mevziye geçer. Mücadeleye öncelikle şiir sonra halk çağrılır. Önce söz örülür ardından millet o sözün etrafına halkalanır. Geleneksel kodlarımız böyle çalışır. 15 Temmuz Direnişi’ni gerçekleştiren bir milletin ruh bakımından onu seyreden bir edebi kamusunun olmadığını düşünmek saçmadır.

15 Temmuz direnişi ile ilgili uç vermiş edebiyata bakarsak, burada da yanılgı var. 15 Temmuz Direnişi’nin şiiri sadece  15 Temmuz’dan sonraki zaman diliminde aranıyor. Bu tarihten önce edebiyatımızda 15 Temmuz Direnişi’ne yapılmış  bir hazırlık var. Özellikle şiirde, doksanlarda ve ikibinlerde bu ruha yapılan büyük bir yığınak bulunuyor. Neo-epik şiir, M.D., Zafer Acar’ın Diri’si sadece bunlardan birkaçı. 

Tarihte ilk kez, edebiyatımızda destanlar eylemden önce yazılmadı yani.


Y.Türk

Her Mübarek Direniş Bayrama Dönüşür

15 Temmuz Direnişi’i milletimize göre bir öze dönüştür. Asıl kaynağa varıştır. Anadolu ruhunun, felsefesiyle eylemini bir edişidir. Emperyal dünya düzenine doğru karşı çıkıştır. II. Abdülhamit’in hal edilmesiyle kopan telin tekrar yerine çakılmasıdır. Ahengin baştan ve yeniden düzeltilmesidir. Milletimizin yeni çağın dilinde konuşmaya başlamasının adıdır.

Her zorlu mücadele galibiyetle sonuçlanmışsa bayram olmakla noktalanır bizde. Bunun zirvesi İbrahim (as)  ile remzedilir. Milletler de böyledir. Sınavı kazanmanın  sonucunu bayramla taçlandırır. İstanbul Fetih Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 15 Temmuz İstiklal Mücadelesi Bayramı gibi.

15 Temmuz Direnişi’nin sonunda ortaya çıkan şey için, özgürlük bayramı, demokrasi bayramı da denilir. Ama aslen o bir *bayrak bayramı’dır. 


*Mahmut Saymaz’a ait bir ifade.


Adem Kalan