-Ak Parti, tüm başarı ve dolgunluğuna rağmen bir belirsizlikten sendeledi. Seçmen Ak Parti'ye, nereye doğru gidiyorsun, tamam her şey iyi hoş
da bu gidişin nihai
hedefi neresidir, adını koy, dedi. Bu aslında halk tarafından gelen masum ve yerinde bir istektir. Yürünen yönün yerin ismi
belirtilmelidir ve söylenmelidir. Çünkü İslamcılık dahi iyi ve hoş niyetli
bir belirsizliğin fazla uzun sürmesinden öldü.

Zaman gazetesinde, 12 Haziran 2015, Mümtaz'er Türköne, Ak Parti siyasetini
sembollerle yürüyen bir şey olarak tanımlamış. Doğrusu genel tarihi itibariyle yüzde kırk yüzde elli iki arasında oy alan
bir parti, seçmen nezdinde belirsiz bir resme hapsedilmiş. Tamam Ak Parti ekonomide, siyasette gelecek kuşakların üzerinde hayranlıkla duracağı bir atılım numunesi gerçekleştirmiştir. Ülkeyi
özgürlük ve refahla donatmıştır. Ama bunu hangi somut sistem ve siyaset uğruna gerçekleştirmiştir? Türköne’nin Ak Parti siyasetini sembol adında bir sembole indirgemesi, Ak
Parti’nin halk katındaki bir intibaını tanımlama çabasına denk gelir. Doğrudur da.
Bu şu demektir: Ak Parti, iyi hoş dindar bir o kadar da anti kavmiyetçidir. Ama
bu tavrıyla bile nedir? Neye denk gelmektedir? Nasıl bir gelecek inşa etmektedir? Mesela HDP Kürtçülük, MHP Türkçülük, CHP cumhuriyetçilik
evrenlerini temsil ederlerken bunların dışında veya karşısında olan Ak
Parti neyin temsilini üstlenmektedir. Osmanlıcılık mı güdüyor Ak Parti? Eğer böyleyse derler adama Osmanlı ruhu tamam aramızda
yaşıyor, ama o eski şartlar ortadan kalkalı çok olmuştur. Siyaseten Osmanlı medeniyeti, ruhunu kendinden sonra gelecek yeni medeniyet
inşasına vermemiş midir? Yenilik dediğimiz şeyin adı nedir o halde? Bu doğrultuda Avrupalıların Ak Parti’nin
durduruluruluşuna Selahaddin Eyyubi veya Fatih
benzetmesi yapması doğrudur. Daha doğrusu, Mehmedi
bir kalkış engellenmek istenmiştir.
Tam da şimdi
Ak Parti’nin zihniyetini siret ve suret bakımından akıllı bir somutlaştırmaya
gitme zamanıdır. Hem Cumhuriyet ideolojisine hem de Kürtçülük hem Türkçülük yani
kavmiyetçilik ideolojisine uzak kendi siyaset evrenini, Anadolu topraklarından
doğup Balkanlar'dan Afrika’ya kadar huruç eden bu anlayışı Türkiye’de yaşayan
seçmen adına elle tutulur bir şekilde tanımlamalıdır. Örneğin
Mehmedi bir iş hedefi
güttüklerini halka net şekilde söyleme yolunu bulmalılar.
Y. Türk