13 Kasım 2020 Cuma

&

 

Batı ile İslam dünyası arasındaki fikir farkını Endülüs ve Selçukluda; eylem farkını ise Osmanlıda görürüz.

Endülüs ve Selçuklu tarihi medeniyetin kandil dönemi, Osmanlı meşale çağıdır.

Kandil birikimi, meşale eylemi anlatır.

Meşale, medeniyetimiz adına 1071’de yakılır.

Batı aklı, 1071’e bu meşale yakılana kadar dağınık bir akıldı.

Batı toplumlarını ortak bir zemin arama duygusuna 1071 ruhu iter.

Türklerin Anadolu’da ilerleyişi onları Haçlı seferlerine götürür.

Malazgirt Gazası olmasaydı, bugün bir Avrupa ruhu da olmayabilirdi. 

1071, Mehmet karakterinin ve Europa’nın şekillendiği yer.

O günden sonra yeryüzü siyaseti, Osmanlının ve Batı dünyasının satranç oyunu gibi.


Y. Türk

KAYGUSUZ Temmuz- Ağustos 2020 Sayısı İçin.

 


Dergide tashih isteyen bilgiler var. Gençler sanırım pek okumadan yazıyorlar. Dergilerin halk nezdinde okunmadığını söylerler epeydir. Toplumun bu konudaki tavrına katılırım, okumasınlar zaten okuyup da ne yapacaklar. Çoluk çocuk yazıyor artık dergilerdeki metinleri, zırvaları. Buradan geriye göz yorgunluğu kalır sadece.  

Salim Nacar, Muhammed Sarı’nın bir görüşünü teyid ederek yazısında paylaşmış. Muhammed Sarı, Cenap Şahabettin’in  ‘Münacat’ şiirini ilk deist münacat olarak saymış. Oysa yanlış bir karar, bu. Hem Türk şiirinde hem İslam şiirinde hem dünya şiirinde ilk deist münacat değildir, bu şiir. 

‘Söyle ey Tanrı! Dizlerin nerede’ mısraından dolayı bir şiiri deizme dahil ederseniz, yanılırsınız. Musa’nın ümmi çobanının söyledikleri de buna benzer bir şeydir.

Kısaca söyleyeyim: Bu söylem deist değil, antropomorfist bir deyiştir. 

Muhammed Sarı 15 Temmuz Şiiri Meselesi adlı yazısında ‘15 Temmuz, yukarıda zikrettiğimiz dönüm noktalarına nispetle çok dar bir çevrede cereyan etmiş; tarafları, sebepleri ve akıbeti üzerinde toplumsal bir uzlaşı bir yana ayrışma ve kararsızlığın öne çıktığı; sayısız istihbarî ve adlî müdaheleyle her gün şekil ve renk değiştiren bir hadise.’ demiş. Vatanını koruyan halkı, şehitleri suçlu çıkarmış. Oysa gün geçtikçe 15 Temmuz Direnişi’nin önemi daha iyi anlaşılıyor. Ve bu direnişte hiçbir siyasi uzantı yoktur. Halk sokağa çıkmasaydı, siyasiler ne yapabilirdi ki. Hiçbir şey. 

Dergide ayrıca 15 Temmuz Şairliği, küçültücü bir ifade ile ele alınıyor. 15 Temmuz Direnişi’ni küçümseyen halkını, tarihini, şehitliği küçümser.  15 Temmuz Direnişi şairi olmak, büyük bir onurdur.

Kaygusuz da şiirden, fikirden çok kin var.  


Yeprem Türk