Dergide tashih isteyen bilgiler var. Gençler
sanırım pek okumadan yazıyorlar. Dergilerin halk nezdinde okunmadığını
söylerler epeydir. Toplumun bu konudaki tavrına katılırım, okumasınlar zaten
okuyup da ne yapacaklar. Çoluk çocuk yazıyor artık dergilerdeki metinleri,
zırvaları. Buradan geriye göz yorgunluğu kalır sadece.
Salim Nacar, Muhammed Sarı’nın bir görüşünü teyid
ederek yazısında paylaşmış. Muhammed Sarı, Cenap Şahabettin’in ‘Münacat’ şiirini ilk deist münacat olarak
saymış. Oysa yanlış bir karar, bu. Hem Türk şiirinde hem İslam şiirinde hem
dünya şiirinde ilk deist münacat değildir, bu şiir.
‘Söyle ey Tanrı! Dizlerin nerede’ mısraından dolayı
bir şiiri deizme dahil ederseniz, yanılırsınız. Musa’nın ümmi çobanının
söyledikleri de buna benzer bir şeydir.
Kısaca söyleyeyim: Bu söylem deist değil, antropomorfist
bir deyiştir.
Muhammed Sarı 15 Temmuz Şiiri Meselesi adlı
yazısında ‘15 Temmuz, yukarıda zikrettiğimiz dönüm noktalarına nispetle çok
dar bir çevrede cereyan etmiş; tarafları, sebepleri ve akıbeti üzerinde
toplumsal bir uzlaşı bir yana ayrışma ve kararsızlığın öne çıktığı; sayısız
istihbarî ve adlî müdaheleyle her gün şekil ve renk değiştiren bir hadise.’
demiş. Vatanını koruyan halkı, şehitleri suçlu çıkarmış. Oysa gün geçtikçe 15
Temmuz Direnişi’nin önemi daha iyi anlaşılıyor. Ve bu direnişte hiçbir siyasi
uzantı yoktur. Halk sokağa çıkmasaydı, siyasiler ne yapabilirdi ki. Hiçbir şey.
Dergide ayrıca 15 Temmuz Şairliği, küçültücü bir
ifade ile ele alınıyor. 15 Temmuz Direnişi’ni küçümseyen halkını, tarihini,
şehitliği küçümser. 15 Temmuz Direnişi
şairi olmak, büyük bir onurdur.
Kaygusuz da şiirden, fikirden çok kin var.
Yeprem Türk