IŞID, kafir denen şeyi unutmaktan ve Nebevi muamelat eksikliğinden doğdu. Ve bu unutkanlık ve eskiklik çağa yeni bir etki, garip bir sihir verdi. Mesela dava, ilke gibi şeyler İslam topraklarında yüce katından indirildi. Bir trajediye bir yukalığa büründürüldü. Bunların kime ve niçin kullanılması gerektiği konusu bulandırıldı. Sıradanlaştırıldı. Kafire ve zulme gitmesi gereken ok ve mızraklar yanlış bir inanışla Müslüman halkın kalbine yöneltildi. İnsanı tutan, birliği tutan dava denen şey topraklarımızda ya çomarlaştırıldı ya da hiç yok yere boş işlerle vazifelendirildi.
Medeniyetimizin tüm diğer çarkları gibi bu tutulmadan şiir de payını aldı. Hangi önemli işi yapacağını veya neyi sırtlaması gerektiğini unutmuş zamanı gün çevirerek tamamlayıp giden bir şiirimiz var. Hep böyle değil ama çoğunluk öyle. Aslında güzel şiirler de yazılıyor günümüzde ama ne bileyim bu güzellik kimseyi de pek ilgilendirmiyor. Gereksiz güzellikler galerisi gibi kaldığı oluyor şiirin. Çünkü şiir sadece estetik ederde olduğu sürece şiirin bir işe yaramadığı zamanlara erdik açıkçası. Şiir yurdumun çakıl taşlarını kaliteyle saysa ne! Yıldızlara ateş etse ne!
Edebiyat Ortamı 2015 şiir yıllığı bu meyanda hem bu tür soruları soran hem de çelişkilere düşen bir yıllık. Gerçekte çelişki ve dağınıklıklar toplamı olan edebiyat ortamımızın doğrudan kendisi. İnsanlardaki değerler parçanmışlığını orada bizzat görmek mümkün. Edebiyat Ortamı yıllığı bu konuda 2014 senesi şiirdeki dağınıklıklar toplaşmasını iyi yansıttı. Örneğin bazı şiir kahramanlarının omuzlarında milletinin yükünü taşımaktan yaralar açılırken bazı şiir kahramanları da önemsiz şeylerden feryat koparıyor. Faydasız estetik hem faydalı hem estetik var yıllıkta.Ve bu, şiirin bir yerde çözülüşünü de gösterir. Bu yüzden günümüzde yıllıklarda amaç edilenle toplanan malzemeleri uydurmak olmadığı kadar zordur. Şiirsel akıl ve yıl içinde yazılan şiir sayısının fazla olduğunu düşündüğünüzde bu daha net anlaşılır. Aslında bunlar bile önemli değil artık. Edebiyat ve fikir ortamından çekilenle ortama gelen fikrin resmini çeksin yeterlidir, yıllık. Edebiyat Ortamı yıllığı bu bağlamda kısa ve net konuştu. Çoğu alanda örneğin siyasada, fikirde nereden nasıl bakarsanız bakın temeller yerinden oynuyor. Şiir, unuttuklarıyla eleştiriliyor. Çoğu şey duygu, akıl, stratejik olarak bir yerden bir yere doğru geçiyor. Değişiyoruz, yeniden yorumlanıyoruz ve devamlı bir hareket halindeyiz toplum ve birey olarak. Turan Karataş, Ömer Yalçınova ve Muhammed Safa gidenlerle yeni gelenleri, yani fikirleri kabaca işaret etmişlerdir, yıllıkta.
Yeprem Türk