27 Temmuz 2020 Pazartesi

&


‘Kapitalizm, şeytanın sağ yanından, sosyalizm de sol yanından yanaşan bir sistemdir. Çok yüzlü şeytanın sağ yüzünü kapitalizm, sol yüzünü de sosyalizm meydana koyuyor.’ diyor Sezai Karakoç.

Aslında kapitalizm ve sosyalizm, şeytandan ziyade önce başka bir uygarlığın ekonomik yaşam tarzıdır.  Ve dünyada iki hâkim medeniyet anlayışı vardır. Bunlardan biri: Fıtri medeniyet anlayışıdır. İkincisi de: Tabiî uygarlık görüşüdür.

Bizim medeniyetlerimiz daha ilk gününden beri Fıtrattan esinlenerek kendini tazelemiş medeniyetlerdir. Eski Batı uygarlıkları da dahil olmak üzere modernizm de tabiî ekolden beslenmiştir.

Kapitalizm, tabiî uygarlığın bir safhasıdır. Sosyalizm de kapitalizmin olumsuzluklarına karşı yine tabiî ekol içinden çıkmış bir muhaliflik şekliydi. İnsanı da manevi ve dini duygularından da soyutluyordu. İnsana sanki bir fıtratı yokmuş gibi bakıyordu. Bu açıdan soruna da çare olamıyordu. Ve deizmi de ateizmi de hep yanında taşıyordu.

Sosyalizm de kapitalizm de tabiî eksenli dünya görüşleridir. Hatta bu ekolün tinsel tarafına ise -aslında tinselliğin ruhla ilgisi yok maddenin kozmolojisi demektir tinsellik- Spinoza gibi düşünürlerin yeniden formüle ettiği mistisizmi üçüncü ayak olarak ekleyebiliriz.

B. Spinoza tipi mistisizm de, kapitalizm de sosyalizm de Darvinizm de tabiî ekolün başka başka sahalardan boy göstermesidir. 

Y. Türk