‘Kapitalizm, şeytanın sağ
yanından, sosyalizm de sol yanından yanaşan bir sistemdir. Çok yüzlü şeytanın
sağ yüzünü kapitalizm, sol yüzünü de sosyalizm meydana koyuyor.’ diyor
Sezai Karakoç.
Aslında
kapitalizm ve sosyalizm, şeytandan ziyade önce başka bir uygarlığın ekonomik
yaşam tarzıdır. Ve dünyada iki hâkim
medeniyet anlayışı vardır. Bunlardan biri: Fıtri medeniyet anlayışıdır.
İkincisi de: Tabiî uygarlık görüşüdür.
Bizim
medeniyetlerimiz daha ilk gününden beri Fıtrattan esinlenerek kendini tazelemiş
medeniyetlerdir. Eski Batı uygarlıkları da dahil olmak üzere modernizm de tabiî
ekolden beslenmiştir.
Kapitalizm,
tabiî uygarlığın bir safhasıdır. Sosyalizm de kapitalizmin olumsuzluklarına karşı
yine tabiî ekol içinden çıkmış bir muhaliflik şekliydi. İnsanı da manevi ve
dini duygularından da soyutluyordu. İnsana sanki bir fıtratı yokmuş gibi
bakıyordu. Bu açıdan soruna da çare olamıyordu. Ve deizmi de ateizmi de hep yanında
taşıyordu.
Sosyalizm
de kapitalizm de tabiî eksenli dünya görüşleridir. Hatta bu ekolün tinsel
tarafına ise -aslında tinselliğin ruhla ilgisi yok maddenin kozmolojisi
demektir tinsellik- Spinoza gibi düşünürlerin yeniden formüle ettiği mistisizmi
üçüncü ayak olarak ekleyebiliriz.
B. Spinoza
tipi mistisizm de, kapitalizm de sosyalizm de Darvinizm de tabiî ekolün başka
başka sahalardan boy göstermesidir.
Y. Türk