25 Kasım 2017 Cumartesi

&


Su temizler, mağara asla döndürür, dağ anlatır, kuyu Allah’ınsa yükseltir, dağın etekleri sabrı öğretir  ve yol, bilene Tanrı’yadır. Su en çok Nuh’la temizledi. Mağara en çok Efendimizle asla döndürdü, onu Hatem’ül Enbiya yaptı. Kuyu, Yusuf’u yükseltti. Dağ Musa’yla, anlatmanın miracını yaşadı. Dağın eteğindeki en büyük sabır, yarası olan Eyyüb’e altın bir vücut sağladı. Yol en çok Musa ile dile geldi, deniz patikalarla donandı. Ve bunlar, bayrağımızın manasına katıldı. 

Y.Türk

&


Biz bayrağımızın içinde, bayrak ki bizim içimizde. Bayrağımız, büyük bir millet içinde, Muhammedi ruh onun içinde. Halkım ve Muhammedi ruh bayrağımız içinde. Biz ve bayrağımız, Kur’an içinde. Değil mi has şeyler de has vakitler içinde. Has vakitler ki has dostluk, özge birlik içinde. Denmiştir ki ‘Halkın en kötüsü, tek başına yiyendir’. Ben bunu çoğaltıyorum. Tek başına içen, tek başına tek kalan. Bir olmayan, bir olup da iri ve diri olmayan. ‘Şüphesiz mü’minler kardeştirler.’ Bu yüzden diri ve iri tutarlar birbirlerini. Yumuşaklık ve iyi huyluluk bu ayetin içinde. İnsan olan ki bu huy ve hilmin içinde. Ve bütün bu saydıklarım birbirinin içinde. 


Y.Türk

DEĞİNİ

...

Hakikat insanı terk etmez
Güneş dünyayı terk eder mi?
Anne çocuğunu terk eder mi
Ona anne diyelim mi?
Anne anne
Seslensek geceleri
Kabuslardan uyanıp uyanıp
Sesimize gelir mi?
...                                   (Hakan Arslanbezer)

Fayrap’ın aralık sayısına bakacağım. Eğer o sayıya yetişmemişse bu şiir, şiirin sadece bu kısmını almakla yetineceğim.

Hakikat insanı terk etmez
Güneş dünyayı terk eder mi?

Mısralarına Yunus ve Pound katışmış. Şiirin hatırı sayılır bir özgünlüğü var bu kadarcık kısmıyla. Türk şiiri gerçek modernleşmesini  fikir üzerinden tamamlamalı, dedirtiyor. Evreni çok geniş şiirin. Kanaatim odur ki insanoğlu resmi, plastik sanatları gördükçe şiir bilgisini biraz biraz kaybetti. Hiç resim görmemiş bir insan gibidir mesela Yunus. Göğü, suyu, yeri görmüştür sadece.  Duyguyu resim gibi görmüşler üzerinden bu genişliği Cevdet Karal’ın ‘Düşünmemiştim’ şiiri  anımsatır. Zaten şairin kendisi de bunu söylemiştir, bir dizesinde: Yeni görüntüler yarattım.

Ya gök yaklaşmış
Ya ağaç o kadar yükselmiş ki
Yıldızlar ağacın meyveleri

Ama yine de insanı doyurmuyor, bu yürekten gelen natürmort. Manevi bir resim gibi. Burada Adem’in yediği plastik bir elma olabilir ancak. Hakan Arslanbenzer’in dizeleriyse gerçek elmaya daha yakın.



Yeprem Türk