5 Haziran 2014 Perşembe

KURULUŞ

Sanırım, tek bir hareket, düşünceyle bir bağımız yok. Özlediğimiz bir küre ve adını gönlümüze kazıdığımız adamlar var, sadece.  Bu küre M.D. küresidir. Gönülden dışa isimler açmak hoş değil.  Bunlar bizde kalsın. Şu kadarını söyleyelim. Mesela artık Diriliş'çi değiliz. Büyük üstat Sezai Karakoç’ yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Nuri Pakdil’in dünyada olması bize büyük bir güven veriyor. Mesela Necip Fazıl’ın Büyük Doğu haritası M.D.’nin alt yapısı şeklinde durur. Kentlerin modernleşmesinden ziyade mehmedileşmesine dikkat çeker. Tasavvufa yeni görev yükler.  Bizde şehirleşmenin modernleşme değil, tasavvuflaşma manasına geldiğini bir kez daha idrak ettim. Horasan ile Floransa farkı yani. Hakan Arslanbenzer’in, neo-epik şiiri ufkumuzu açtı. Ama bizim neo-epik şiir değil,  devlet şiiri yazma çabamız var. Anlayacağınız bizim için belli bir üstat yok.  Sadece Kuruluş var. Bir de soruyoruz? Acaba diyoruz cumhuriyet denilen küre, üstatsız bir küre midir?  Sonuçta,  ustalara ne kadar yaklaşırsak, M.D.den  toprak kaybı o kadar fazla olacaktır. Acılarımıza da yazık nihayetinde. Kuruluş dergisinin çıkış amacı M.D.dir ama öncelikle.  Bunun için  farklı topraklarda yaşıyoruz hissi var içimizde. M.D.nin vatandaşı sayıyoruz kendimizi cumhuriyetten çok. Bundandır, gariplik ve yalnızlığımız da. Ara sıra cumhuriyet hayatına melül bakışımız bu sebeptendir. Bunu gerçekten bazen yaşıyoruz. Bize yazmaya gelen arkadaşların nereye bağlısınız demelerine de bize şart koşmalarına da şaşmıyor değiliz. Siyasal konulara uzak durmamız isteniliyor.  Bu türden şartları asla kabul edemeyiz. Şartlar şunlardır: Kur'an, Sünnet. Hikmet... M.D. 

yeprem türk