Biz Afrika’dan hiç kopmadık. Kopamayız da. İlk ezanı Bilâl-i Habeşî’nin okumasından beri minarelerimizden içimize doğru daim bir Afrikalılık duygusu yayılmakta.
Ben ne zaman bir Afrikalı ile tanışsam, Haz. Muhammed’in (S.A.V) Mehmet’i olarak tanışırım. Hz. Ali’nin Mehmet’i. Hz. Bilal’in Mehmet’i. Daim bir kardeşlik ve eşitlik içinde olmaya özen gösteririm.
Ama aynı Afrika düzeni Batılıların içinde yoktur. Bunu semavî bir dinin neticesi olarak söylemiyorum. Modern Hristiyan dünyasının Afrika’yla kurduğu iletişimin mahiyeti ve samimiyeti açısından dillendiriyorum. Afrika’nın bir Batı toplumu olmadığını belirtiyorum.
Bizim Afrika ile İslam öncesi bir irtibatımız yokken, Afrika’yla Peygamber-i Ekber’in cemaatinde buluşuverdik. Müslüman olmayan bir Afrikalıda bile biz, bir Necâşî ilgisi buluruz. Onda, Ezelî Hikmet’in İslam’a doğru ilerleyen aşamasını görürüz.