Bir okuyucum dedi ki: ‘15 Temmuz’a Yakma’ şiirinizde geçen başlıklar
ilginç. Bazıları bana bir anlam vermiyor. Sadece yüreğimi hoş ediyor. Orada bir
müzik olarak tınlıyor.
Evet, bu kitaptaki başlıklar öyledir. Gönül
duyacağı, Ulu şırıl gibi
tamlamalar vardır, eserde. Bunları şiir
atölyesinde kurgulamadım. 15 Temmuz direnişinin kalbi öyle istemiştir benden.
Bizler, 15 Temmuz Direnişi’nin ruhunu fiil ve maneviyat sahasında yaşadık
daha. Orada bir pırıltı gördük. Bir milletin hayatından bir hale karşımıza
çıktı. Bu ışığın mana olarak cümleleri tam olarak henüz edebiyat sahasına
girmedi. Belki yeni yeni yazılmaya başlandı.
15 Temmuz Direnişi’nde açıkçası öyle şeyler yüreklerimize aksetti ki,
bunları karşılamaya hali hazırdaki dilimizin kıratı yetmedi.
15
Temmuz Direnişi doğaçlama bir hareketti. O gün bu savaşa iştirak edenler
doğaçlama olarak bir araya geldiler. Doğaçlama bir millet halini almamız,
bundandı 15 Temmuz’da. Aslında Mehmediler dediğim millet tipi de böyle bir
şeydir. Bu doğaçlama millet, bizim gerçek milletimizdir. Ve ‘ulu şırıl’ benzeri şeylerde bu
doğaçlamanın(nefesin) bir nevi şiire yansımasıdır.
y.türk