14 Eylül 2019 Cumartesi

İdeolojik Tarihçilik



Süleyman Seyfi Öğün, Yenişafak Gazetesi, 9 Eylül 2019’da bence tarihî dokunuşlu bir yazı yazdı.

Tarihçiliğin başlangıç noktasını değiştirecek bir bakışla yazılan bir yazı bu.

Tarih, bir Avrupa ilmidir, Weber’e göre. Bu tezi çürütecek denli delilli ve açık bir metin, Öğün’ün ‘Folivora ve İnsan’ adlı tarih eleştirisi.

Diyor ki ‘Başta Heredot olmak üzere kadim tarihçilerin ne kadar tarihçi olmak sıfatını hak ettiği bulanık bir konudur. Ben onların daha çok birer hikaye anlatıcısı olduğunu düşünüyorum. Kendi sınıflamamda onların yeri coğrafyacılık, seyyahlık veya bir nev’i edebiyattır. Ama ‘ilk tarihçi kimdir?’ sorusuna verilecek cevap açıktır. İbn-i Haldun. Bu kadim parlak zekâ ilk defa, neden-sonuç bağlamında tarihsel hareketlerin, geçişlerin kapsamlı bir analizini yapmıştı.

Ve Heredot’da olaylar arasında sebep- sonuç ilişkisi ve bağlamlılık yoktur. Aslında milletler menkıbesidir, onun anlattıkları.

Yunan tarihinin dışındaki tarihleri de barbarlık tarihi olarak kodlamıştır.
Ve WeberTarih, bir Avrupa ilmidir’ derken ideolojileri, ideolojilere kaynak oluşturacak Heredot gibi tarihçileri referans kabul etmiştir. Ve Weber’in sözünü şu şekilde düzeltebiliriz: Aslında ideolojik tarihçilik, bir Avrupa ilmidir.

Heredot için Batı’nın ilk ideolojik tarihçisi denebilir.

İlb-i Haldun’da ideoloji yoktur. Saf tarihçilik yani sosyoloji vardır.


Yeprem Türk