18 Ağustos 2019 Pazar

&


Hümanizmin seyri ilginçti.

Hümanizmin; natüralizmin sırtına binişi, inişi ve ona mağlup oluşu düşünmeye değerdir.

Hümanizm dünya tarihinde bir irfan döneminin değil, kültür döneminin eseri oldu.

Hümanizm kültürle, tabiatcılıkla doğdu. İrfandan ve fıtrattan uzaklaşmakla başladı.

Kültür; kendisini, doğayı ve fenni kendisine mürşit eylemiş bir insan felsefesiyken irfan fıtrat ekseninde dönen bir adem düşüncesidir.

Hümanizm ortaya çıkarken, zamanın kilise baskısına karşı çıkanlar Jean Jacgues Rousseau gibi tabiatçılardı. İnsanları özgürlüğe götürürken  ‘bak çiçekler de öyle yapıyor’ diyen Orhan Veli’nin taklitçi tavrı Avrupa hümanistlerinde de etkindi, ortaktı.

Neticede hümanizmi doğuran ve sürükleyen tabiatçı doğa natüralizme dönüştü. Ve hümanizmi geride bıraktı. Natüralizm, hümanizmi sırtından atarak kendini öne çıkardı.

Ve hümanizm bir daha da kendisini sürükleyecek böylesi nankör de olsa bir binit bulamadı.




Y.T.