Türkiye’de
yüzyıldır, kamu kurumlarında işleyen zihniyet halktakinden başka.
Biri anıtkabire
gider diğeri türbeye.
Biri kültür
der, diğeri irfan.
Biri
çağdaşlaştıkça Avrupalılaşır, uygarlaşır; diğeri irfanın menbaından içtikçe
medenileşir.
Birisinin
kafasında Türkiye kütüphanesi bir Avrupa kütüphanesi iken diğerinin zihninde
Türkiye kütüphanesi hem Avrupa hem Selçuklu hem Osmanlı kütüphanesidir.
Fertlerle resmi
kamu zekası birbiriyle uyuşmuyor. İktisat düzeni ise zaten bu makası daha da
açıyor.
Düzen, tarih ve
fıtrat arasında acayip bir soğuşma var.
Kendimiz için
bir şeyler yapabilmenin kurumları daha henüz doğmadı bu topraklarda.
Bu da insanın
duygu dünyasında kısmen anomiye çağrı yapıyor.
Kamu
kuruluşlarını, Mehmetlerde olan irfanla ve duyguyla uyumlu hale getirmek
gerekiyor. Bu, bir sosyal düzen, sosyal ahlak ve ahenk oluşturma çabasına epey
katkı sağlar. Anomi hastalığına da çare olur.
Y.T.