18 Ağustos 2019 Pazar

&


Türkiye, kuruluşundan bu yana bir fikir ve görüş atölyesi oldu. 100 yıldır harıl harıl çalışıyor. Bu süreç içinde ülkemize onlarca izm, düşünce ve ekol girdi. Kimisi dünya görüşümüze katık oldu. Kimisi de zihnimize ve gönlümüze değmeden bir tüy gibi uçtu gitti.

Yeni devlet deneyimimizde topraklarımıza binlerce terim, yeni kelime ve onlarca felsefî ve iktisat yordamı ithal edildi.

Osmanlı Yeniçeri ile Avrupa’yı Avrupa’ya karşı devşirmişti. Bu yeni akımlar sayesinde de Avrupa bizdeki bürokrasi ve entel ordusu ile bizi bize karşı devşirdi. Sınırlarını ve adamlarını İslam’ın kalbine kadar taşımış oldu.

***
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Batı ile aramızda genelde şöyle bir münasebet gelişti. Verişe alışla, emre itaatle, teklife evetle. Bazen de icbara ‘ama’ ile yanıt verildi.

15 Temmuz Direnişi’nden sonraysa teklife teklifle; sertliğe sertlikle; yumaşıklığa yumuşaklıkla cevap sunuldu.  Bir anlaşma dönemine girildi. Doğu ile Batı’nın müzakere ve tartışma döneminin başlaması da, bizim adımıza bir şuurun doğuşu da denebilir buna.



Y.T.