Kırk yaşına doğru yaklaştıkça, dersin:
O halde iradenin yularını tutacak bilge bir el ve
akıl edineyim.
Bilgileri nur içindeki bir iklimle yaşantı haline getireyim.
Hikmet ve irfanın toyunu kurayım.
İrade, başıboş bırakılmaya gelmez. İrademe muradımı bildireyim: Bu aralar,
Mevlana’nın gökyüzünü; Yunus’un yeryüzünü düşünmeyi; toprağa, karıncalara ve gökte uçan kuşlara ve uçaklara
bakmayı seveyim.
Yükseklik çünkü
insanı çeker. Yukarılara, tepelere alır.
Yukarılara alınan
insanda yeni duygular doğar.
İnsan artık yaşayıcı değil yaşatıcı olur.
Kırk yaş ve sonrası her daim
temiz kalma yaşıdır.
Seni artık yumasalar
da olur.
Ne lezzet senin el
öptüğün amcandır, ne zevk
sana dayıdır.
Büyükler ve emirler
içerdedir.
İnsan bu yaşta şiirden anlar. Çünkü kendisi de dünya adlı metinde
Allah’ın zarif bir dizesidir.
Y.Türk