30 Haziran 2016 Perşembe


Hakan Arslanbenzer
Zafer Acar
Zafer Acar deyince akla bir zamanların sol edebiyat meşrepli agresifliği akla gelir.  Osmanlı’dan sonra cumhuriyet Türkiye’sinde başlayan geçmişe doğru mücadele etmeye ve geçmişle gelecek arasında öz bağlantıyı koparmaya matuf eylemleri  solcuların, onları geleneksel değerlere karşı futürsuz eylemlere itmişti. Önemli olan kuruculuk değildi, yıkıcılıktı.  Doğrusu ya neredeyse yedi yüzyıllık bir kurulu düzenden geliniyordu. Aslında yeni devletin ve aydınların kuruculuğu Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcından bitimine kadardı. Modern aydınlarımız, Kurutuluş Savaşı’nın bitmesiyle birlikte kuruculuk sorumluluğundan halkın geleneksel taşıyıcı değerlerini çürütmenin peşine düştü. Halk değerlerine sahip çıktıkça onlar da tersinden, aynı şeyleri marjinalize edip siyasi ve sanat olarak dışarı atmaya çalıştılar. Elbette tam böyle değil ama Zafer Acar da şiirde aynı şeyi tersinden sol değerlere karşı yaptı. Ve bunun adı İroni olarak şiirde kendine yer buldu. Aslında bu ironi gelenekle, ilkelerle yapılmış halkın içinden geçen ironiydi. Zafer Acar onu buldu, dillendirdi, kayda geçirdi.
Sanırım ironi deyince, bazı şiir görüşlerine hatta dizelerine katılmasam da, Zafer Acar akla gelecektir. Çok ağır şartlar altında, hayati meseleler dillendirilirken bile Zafer Acar şiiri derinden içimize bir gülümseme, bir aydınlık bırakır, bu onun ironisindendir.  Hakan Arslanbenzer'se bu durumlarda  kahramanlık edasını kuşanır. Zaten ikisinin de 90 ve 2000 kuşağından olarak arka arkaya gelmesinde bir anormal durum yoktur. Kahramanlıkla olmadı ironi ile demekti bu. Türk şiirinin, aynen halkı gibi bir duygu ve fikir teveccühü idi. Bakmayın siz, halkımız da doksanlarda doksan şiiri gibiydi. Kahramanlık davası güttü. Tokadı yedi.  Bu olmadı, daha derin diyebileceğimiz uyanık, bilinçli garip bir derviş aklı edası güttü.  Biz bunları topluca yaşadık.
Bunları niye söylüyorum. Gördüğünüz gibi toplumun belli zamanlarda çoğunlukla taşıdığı bir tavır  bir akıl bir jest ve mimik dilimleri olur. Ve o toplumun o tavrını en düzeyde şiirine çağıran ve onu yakalayabilen ya bir ya iki şairi olur. Doksanlardaki halkın durumu Hakan Arslanbenzer üzerinden şiir ve metne geçerken sonraki zaman diliminin taşıyıcılığını ise İronisiyle Zafer Acar yapar.


Y. Türk