Biz, Candaroğulları’ndan
Karamanoğulların’a onlarca beyliği; Mısır’dan, Yunan’a; Yunan’dan Asya’ya,
Hind’e onlarca irfan parçasını ‘Asr- Saddet’ kubbesi altında birleştirerek,
harmanlayarak bir araya geldik. Bu
tarihi büyük amel, asırlarca sürdü. Şimdi tekrar başa döndük. Yine aynı kubbe
altında üçüncü çağımıza hazırlık yapıyoruz. Türkiye’nin üçüncü çağıdır, bu.
Tadı, kokusu, estetiği biraz daha değişik ama her daim mümin.
Türkiye, Osmanlı
dağılırken yine toplandığı gibi dağılan bir dünya oldu. Türkiye, merkezinde Kurtuluş Savaşı verdi.
Kendini yeniden var etti. Ama kadim parçaları da değişik yerlerde ve
uzaklıklarda tutsak kaldı. Kendi başlarına Irak oldu, Suriye oldu, Libya
oldu. Büyük millet arasına dikenli
teller kondu. Bunda Batı’nın silah
gücünün, siyasetinin ve felsefesinin etkisi var. Bir gün bu tesir zayıflayacak,
teller sökülecek. Doğu’da zihin zihne,
akıl akla, el ele, kol kola geçecek. Dağınık ama yenilenmiş bu irfan parçaları
tekrar Türkiye olarak dönecek. Yeni bir medeniyet-i aliyye’de harmanlanacak.
Milletimiz, İslam’dan
sonra cihan şümul sözler söyledi. Birinci söz Selçukludur. İkincisi Osmanlı.
Üçüncü söz Türkiye. Üçüncü sözün, üçüncü amelin başlangıcındayız daha. Üç
kıtaya dağılan nizam-ı alem esrarı bir toplansın, yeni çağımız o zaman bir
beden bulacak, dünyaya ses verecek.
Y. Türk