Bizim yaşadığımız İslam,
aslında İslam aleminin en orta yolcu, Peygamberin vasat ümmet dediği yol
olan İslam’dır. Bir bakıma bu sünnilik
anlamındadır da. Yani Mehmedilik, İslam’ın bir yorum şekli olmakla birlikte bir
milletin, tarihin adıdır. Selçuklu gibi Osmanlı
gibi tek devlete tek millete tek siyasal daireye de gönderme yapması da onun,
bundandır.
Birçok tarihçimizin 1071 tarihiyle
açıklamaya çalıştığı ruhun, çeşninin nihai manada Mehmedilik olduğu da açıktır.
1071 ruhu, bizim her açıdan asr-ı saadetle nefes tazelediğimiz, asr-ı saadet
ruhunu Anadolu’ya taşımaya başladığımız önemli bir aşamadır. Hatta dünya İslam
tarihi açısından bu çerçevede bir dönüm noktasıdır.
Şu açıdan öyledir. Türklerin, Kürtler ve
Araplar ile bir araya gelerek; renk, ırk ayrımı gözetmeden yanı medeniyet
atölyesi içinde yeni bir kişilik ve ruh terkibi meydana getirmeleri dikkat
çeker. Ve aynı terkibin de sokağa, devlet denen aygıta yansıyarak yeni bir
millet tipi oluşturması ilginçtir.
Muhammedin Mehmedileri olarak yaşamaya başlamışlardır, yukarıda
saydığımız unsurlar, bu tarihten sonra. Bu, her yönden, Malazgirt’ten asr-
saadet’e yapılan öz atıftı. Asr-ı saadet
ruhu Anadolu’dadır da demekti. Çünkü bu tip oluşumlar Peygamberin Millet
kavramına bakışından neşet eder. Daha ziyadesiyle Mehmedilik: sünnet milleti olma
şekline uyumdur.
Y.Türk