19 Mart 2017 Pazar

Nurettin Durman


HUGO CHAVEZ

Bunlar adamı kanser yapar Hugo
İsterler ki dünya babalarının malı gibi
Sallanıp dursun önlerinde
El pençe divan dursun
Boynu bükük amade sallanıp dursun
Bu zalimler böyledir Hugo bu zalimler böyle
Nurettin Durman’ın,  Bir Nokta dergisinde yayımlanan bir şiiridir, Hugo Chavez. Durman’ın son yıllarda yazdığı en güzel şiiridir. Şiirin asıl özelliği ise konuşma dilinin derinlikli bir dünyayla kullanıldığı zaman, şiir üzerindeki etkililiğinin ve yönlendiriciliğinin asla bitmeyeceğini gösteren iyi bir örnek olmasıdır.
 Konuşma dilin, derin bir dünyan, şiir bilgin mi var? O zaman şiirin de var demek ki.
Geçmiş yıllarda önemle vurgulanan görüşlerden bir tanesiydi bu. Diğeri ise Türk şiiri ne zaman sıkışsa, nesre yaklaşır ve bu sayede yolunu açarak devam eder, yargısıydı. Şiir hususundaki ikinci görüşü, bir Fransız veya İngiliz şiiri için  doğallıkla dillendirebilirsiniz ama Türk şiiri için bu biraz zor gözüküyor. Çünkü Batı’da edebiyatın ana ekseni nesir üzerine kuruludur; edebiyatı, şiiri nesir yönlendirebilir.
Bizde edebiyata önce şiir hükmeder, ondan önce de konuşma dili, yani ham şiir.  Örneğin, Sezai Karakoç’un düşünce yazıları ve şiiri yan yana okunduğunda, Sezai Karakoç nesrinin, şiirinden etkilendiği ve kendisini ona göre konumlandırdığı görülür.  Şiir, yenilenmek adına, nesrin bazı özelliklerini kendisine tahvil etmekten çok, konuşma diline ihtiyaç duymuştur. Şiirin, olanaklar bazında nesri yönlendirmesi mümkün ama tersi Türk şiiri için olası gözükmüyor. Yahya Kemal de, modern Türk şiirini nesrin tutumları üzerinde değil de konuşma dili üzerinden yenilemiştir çünkü. Günlük konuşma dilinde yansıyan bir cümleyi, içeriğini derinleştirerek  ve kalıcıcı kılarak yapmıştır bunu. Yahya Kemal’in Vatanda hor görülen bir cemaatiz artık, mısraı, kabuk bakımından evde hor görülen bir yaşlıyız artık gibi bir konuşma cümlesinden başka bir şey değil aslında. Örneğin Mevlana’nın nesri Fih-i Mahif ile manzumu Mesnevi  birlikte okunduğunda günlük konuşma dilinin şiirde daha çok yer aldığı fark edilir.  Doğu’da, şiiri, nesirden ziyade konuşma dili yeniler. Yani nesir dili belli bir oranda da olsa toplumsallaşamadığından; ya da toplumda konuşma dili kadar yer tutmadığından şiirimizi dönüştürme kabiliyetine sahip değildir. Doksan şiirinde yanlış dillendirilen şeylerden bir tanesi de buydu. Konuşma diliyle nesir arasındaki fark tam olarak şiir lehine açıklığa kavuşturulamamıştı çünkü.


Devlet Şiiri'nden alıntı.

(Kuruluşdergisi)