Bazı şiirlerimi bilerek klasik zihne yakın yazıyorum. Çünkü şairler, formda
o derece marjinal ve uçuk gittiler ki okuyucunun buna yetişmesi mümkün değil
gibi. Ne de olsa insan bir dünya klasiğidir. Şiirde de böyle taraflar hep
vardır.
Aşk ve Allah birlikte
gelir
Bunu gözyaşı anlatır
Ve kirpiklerdir, incedir
Muhammed’in selamını
damlatır
Bu dizeler Der şiirimin ilk dörtlüğüdür. Şekil bakımından klasik, içerik
bakımından da azca moderndir. Ancak konuşan kişisi özgündür, samimidir. Ve şiirin
kişiliği ancak bu kadar modern olabiliyor. Öyle gerekiyor yani.
Örneğin daha formalist davranıp, deneysel bir yol da izleyen bir kişilikte
olsaydım bu duygular için epey şekiller keşfedebilirdim.
Aşk ve Allah birlikte
gelme
Buna gözyaşı dayanmam
Ve sen kirpik kıl ince
Muhammed’in selamın
damlatma
Biçimci arkadaşlara nihayetinde bu çalıştığım şekilleri gösterdiğimde
sevdiler de. Damlatma yerine gümletme kelimesi daha iyi gider diyenler de oldu.
Ama gerek var mı?
Dünyanın en etkili ve zamanına göre de bir yenilik getirmiş şarkılarını bir
dinleyin. Şekil, şarkılarda biçim halinde değil. Söyleyenin içinde. Buna nefes dediğimiz
de olur. Nefes = Biçim.
Yeprem Türk