12 Mart 2017 Pazar

ATÖLYE



Bazı şiirlerimi bilerek klasik zihne yakın yazıyorum. Çünkü şairler, formda o derece marjinal ve uçuk gittiler ki okuyucunun buna yetişmesi mümkün değil gibi. Ne de olsa insan bir dünya klasiğidir. Şiirde de böyle taraflar hep vardır.

Aşk ve Allah birlikte gelir
Bunu gözyaşı anlatır
Ve kirpiklerdir, incedir
Muhammed’in selamını damlatır

Bu dizeler Der şiirimin ilk dörtlüğüdür. Şekil bakımından klasik, içerik bakımından da azca moderndir. Ancak konuşan kişisi özgündür, samimidir. Ve şiirin kişiliği ancak bu kadar modern olabiliyor. Öyle gerekiyor yani.

Örneğin daha formalist davranıp, deneysel bir yol da izleyen bir kişilikte olsaydım bu duygular için epey şekiller keşfedebilirdim.

Aşk ve Allah birlikte gelme
Buna gözyaşı dayanmam
Ve sen kirpik kıl ince
Muhammed’in selamın damlatma

Biçimci arkadaşlara nihayetinde bu çalıştığım şekilleri gösterdiğimde sevdiler de. Damlatma yerine gümletme kelimesi daha iyi gider diyenler de oldu.
Ama gerek var mı?
Dünyanın en etkili ve zamanına göre de bir yenilik getirmiş şarkılarını bir dinleyin. Şekil, şarkılarda biçim halinde değil. Söyleyenin içinde. Buna nefes dediğimiz de olur. Nefes = Biçim.



Yeprem Türk